BU YAZI ZAMANINDA (2001 DE) OLAN KİŞİSEL WEB SİTEMDEYDİ, SİTE geocities VE xoom ÜZERİNDEYDİ FAKAT SERVİS SAĞLAYICILARLA BERABER BENİM SİTEM DE KAPANDI :)) .
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aşk zayıflara göre bir iş değil.
- O açının değerinin "iyi" birşey olmadığını biliyorsun. Yine de seviyorsun, yine de susuyorsun...
"Tamam" dedim! "Durumumuzu bir gözden geçirelim..." "Bir fonksiyona, herhangi bir noktasından çizilecek teğetin, X ekseniyle pozitif yönde yaptığı açının, tanjant cinsinden değerine türev denir" dedim.
- "İyi" dedi...
- "Nassı yani?" diye sordum,
- "iyi işte..." dedi.
- İyi ne demek kızım? Matematik anlatıyoruz burda! Bir fonksiyona bir noktadan teğet çizdiğinde, o teğetin X ekseniyle yaptığı açıya iyi diyemezsin sen! Matematikte iyi diye birşey yoktur.
- "Ne bağırıyorsun!" dedi.
- Ne bağırıyorum? Ben biliyormuyum ne bağırdığımı... Üç senedir mütemadiyen bağırıyorum. Bi sor bakalım, haybeye mi desibelleniyorum? Sustuk da bi b..k mu geçti elimize? Sessizliğimizden çizdiğimiz teğetler, aşk ekseninizde bir değer ifade etti de biz mi bilmiyoruz? Bağırırım tabii!
Yeşil gözlerini gözlerime dikti, öölece bakıyor. Dudakları titremeye başladı, ağlayacak !
O ağlayınca, biliyor, ben yelkenleri suya indireceğim. Sonra, ona hak vermeye başlayıp, o teğetin X ekseniyle yaptığı açının "iyi" bişey olduğuna karar vereceğim.
Aşk zayıflara göre bir iş değil.
O açının değerinin "iyi bişey olmadığını biliyorsun. Yine de seviyorsun yine de susuyorsun...
- "Tamam" dedim! "Durumumuzu bir gözden geçirelim... Elimizde bir adet matematik sınavımız var. Bu sınavdan iyi bir not almamız lazım. Ve sen matematik bilmiyorsun. Bu durumda çalışmamız lazım, çok çalışmamız lazım. Çözdüğümüz soruların sonucunda iyilere, kötülere değil sayısal değerlere ulaşmamız lazım. - "Peki" dedi. Çocuk gibi...
- Hep peki diyor, sonra gidip bildiğini okuyor.
- "Seni Seviyorum...",
- "Peki!.." "Bak" dedim. "Bu fonksiyon X eksenini hiçbir zaman kesmez, ancak artı sonsuzda epsilon sayısı kadar yaklaşır..." Epsilon dediğin nedirki? Sıfır virgül bilmem kaç bi sayı. Şimdi, bu ne b..ka yaradığı belirsiz fonksiyon, taa artı sonsuza kadar gidiyor, oraya kadar gitmişken X eksenini keseyim demiyor da epsilon, mepsilon bişey...
Bırak yaa! Ben sana aşkımı anlatamamışım kaç senedir... Hangi matematiği öğreticem de, o matematikle sen sınavı vericen?..Üç yıl... Dile kolay! Aşk...Yeşil gözler, ağlamalar, zayıf düşmeler... "Ayrılalım" dediğinde gözümün önünden bir film şeridi gibi geçen koskoca bir üç yıl... Ölüme epsilon sayısı kadar yaklaşmalar, artı sonsuzda ölümüne sevişmeler...Matematik denilen şeyin misyonu, bilinenlerle bilinmeyenleri iki ayrı tarafta toplamaktır aslen. Matematik, hayatı bişeylere denkler; determinantlar,integraller,türevler... Matematik, aşkı bazı somutlara eşitler; suslar, konuşlar, bedeller...
Sustum. Susar susmaz, bildiğim tüm formüller bir açıya eşitlendi.
- "Bak, bir sayıyı sıfıra bölemezsin" dedim.
- "Neden?" dedi.
- "Çünkü bölemezsin, matematik kabul etmez böyle bölünmeyi!"
Çok sevdik birbirimizi... Çok acayip bişeydi, olur gibi oluyorduk. "İyi"lerimiz vardı. Acılarımızla artı sonsuzda epsilonculuk oynuyorduk. Ölüme çok feci bi şekilde yaklaşıp, tanjant cinsinden açılar çekiyorduk. Biz aşkımızı sıfıra bölmeye çalışıyorduk.
- "Bak" dedim, "bir aşkı sıfıra bölemezsin!"
- "Neden?" dedi. "Çünkü bölemezsin, aşk kabul etmez böyle bir bölünmeyi!"
Çok böldük değil mi birbirimizi... Çok acayip bişeydi, eşitlenir gibi oluyorduk. Aşk denilen şeyin misyonu bilenlerle bilmeyenleri aynı tarafa toplamaktır aslen.
- Aşk, hayatı hiçbir şeye eşitler. "Bir erkeğin herhangi bir noktasından çizilecek teğetin, açı ekseniyle b..ktan bir yönde yaptığı açının hayat cinsinden değerine aşk denir" dedim.
- "İyi" dedi.
- "Nassı yani?" diye sordum.
- "İyi işte..." dedi.
- İyi ne demek kızım, aşkımızı anlatıyoruz burda! Bir erkeğin, bir noktasından çizilen teğetin hayat cinsinden değer ifade eden açısına "iyi" diyemezsin sen! Aşkta iyi diye birşey yoktur...
Yeşil gözlerini gözlerime dikti. Öölece bakıyor. Dudakları titremeye başladı, gözleri kısıldı. Ağlayacak! O ağlayınca, ben sıfıra bölmeye çalışacağım aşkımı. Hayatımın herhangi bir noktasından teğetler çizilerek yeşil gözlerine doğru. İyi açılar oluşturmaya çalışacağım muammasıyla aşkının. Yarın sınavımız var, matematik! Ben karar verdim, çalışmayacağım!
ALINTIDIR..
___________ 08.02.2001 ___________
Bu kelimeler benim değil ..
Zaten ben matemetik okumadım iktisat okudum :)) .. ama bunu yazan vatandaş birçok erkeğin sevdiği kişiye karşı olan zayıf yönünü iyi yakalamış ve çok iyi ifade etmiş .. kaç kişi diyebilir ağlamaklı gözler, titreyen dudaklar bana hiçbirşeyi sıfıra böldüremez .. sanırım bu soruya evet cevabı verecek babayiğit Anadoluda 5 karısı olan Maho ağadan başkası olamaz ..
:))
Erkeklerrrrr .. yavvff biras daha dikatli olun hemen sukoyvermeyin ..
Nasıl mı ??
Ne bilim canım .. hem kelin ilacı olsa kendi başına sürerdi .. ben uyarayım da .. bu arada bir çare bulan varsa bana bildirsin ..
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aşk zayıflara göre bir iş değil.
- O açının değerinin "iyi" birşey olmadığını biliyorsun. Yine de seviyorsun, yine de susuyorsun...
"Tamam" dedim! "Durumumuzu bir gözden geçirelim..." "Bir fonksiyona, herhangi bir noktasından çizilecek teğetin, X ekseniyle pozitif yönde yaptığı açının, tanjant cinsinden değerine türev denir" dedim.
- "İyi" dedi...
- "Nassı yani?" diye sordum,
- "iyi işte..." dedi.
- İyi ne demek kızım? Matematik anlatıyoruz burda! Bir fonksiyona bir noktadan teğet çizdiğinde, o teğetin X ekseniyle yaptığı açıya iyi diyemezsin sen! Matematikte iyi diye birşey yoktur.
- "Ne bağırıyorsun!" dedi.
- Ne bağırıyorum? Ben biliyormuyum ne bağırdığımı... Üç senedir mütemadiyen bağırıyorum. Bi sor bakalım, haybeye mi desibelleniyorum? Sustuk da bi b..k mu geçti elimize? Sessizliğimizden çizdiğimiz teğetler, aşk ekseninizde bir değer ifade etti de biz mi bilmiyoruz? Bağırırım tabii!
Yeşil gözlerini gözlerime dikti, öölece bakıyor. Dudakları titremeye başladı, ağlayacak !
O ağlayınca, biliyor, ben yelkenleri suya indireceğim. Sonra, ona hak vermeye başlayıp, o teğetin X ekseniyle yaptığı açının "iyi" bişey olduğuna karar vereceğim.
Aşk zayıflara göre bir iş değil.
O açının değerinin "iyi bişey olmadığını biliyorsun. Yine de seviyorsun yine de susuyorsun...
- "Tamam" dedim! "Durumumuzu bir gözden geçirelim... Elimizde bir adet matematik sınavımız var. Bu sınavdan iyi bir not almamız lazım. Ve sen matematik bilmiyorsun. Bu durumda çalışmamız lazım, çok çalışmamız lazım. Çözdüğümüz soruların sonucunda iyilere, kötülere değil sayısal değerlere ulaşmamız lazım. - "Peki" dedi. Çocuk gibi...
- Hep peki diyor, sonra gidip bildiğini okuyor.
- "Seni Seviyorum...",
- "Peki!.." "Bak" dedim. "Bu fonksiyon X eksenini hiçbir zaman kesmez, ancak artı sonsuzda epsilon sayısı kadar yaklaşır..." Epsilon dediğin nedirki? Sıfır virgül bilmem kaç bi sayı. Şimdi, bu ne b..ka yaradığı belirsiz fonksiyon, taa artı sonsuza kadar gidiyor, oraya kadar gitmişken X eksenini keseyim demiyor da epsilon, mepsilon bişey...
Bırak yaa! Ben sana aşkımı anlatamamışım kaç senedir... Hangi matematiği öğreticem de, o matematikle sen sınavı vericen?..Üç yıl... Dile kolay! Aşk...Yeşil gözler, ağlamalar, zayıf düşmeler... "Ayrılalım" dediğinde gözümün önünden bir film şeridi gibi geçen koskoca bir üç yıl... Ölüme epsilon sayısı kadar yaklaşmalar, artı sonsuzda ölümüne sevişmeler...Matematik denilen şeyin misyonu, bilinenlerle bilinmeyenleri iki ayrı tarafta toplamaktır aslen. Matematik, hayatı bişeylere denkler; determinantlar,integraller,türevler... Matematik, aşkı bazı somutlara eşitler; suslar, konuşlar, bedeller...
Sustum. Susar susmaz, bildiğim tüm formüller bir açıya eşitlendi.
- "Bak, bir sayıyı sıfıra bölemezsin" dedim.
- "Neden?" dedi.
- "Çünkü bölemezsin, matematik kabul etmez böyle bölünmeyi!"
Çok sevdik birbirimizi... Çok acayip bişeydi, olur gibi oluyorduk. "İyi"lerimiz vardı. Acılarımızla artı sonsuzda epsilonculuk oynuyorduk. Ölüme çok feci bi şekilde yaklaşıp, tanjant cinsinden açılar çekiyorduk. Biz aşkımızı sıfıra bölmeye çalışıyorduk.
- "Bak" dedim, "bir aşkı sıfıra bölemezsin!"
- "Neden?" dedi. "Çünkü bölemezsin, aşk kabul etmez böyle bir bölünmeyi!"
Çok böldük değil mi birbirimizi... Çok acayip bişeydi, eşitlenir gibi oluyorduk. Aşk denilen şeyin misyonu bilenlerle bilmeyenleri aynı tarafa toplamaktır aslen.
- Aşk, hayatı hiçbir şeye eşitler. "Bir erkeğin herhangi bir noktasından çizilecek teğetin, açı ekseniyle b..ktan bir yönde yaptığı açının hayat cinsinden değerine aşk denir" dedim.
- "İyi" dedi.
- "Nassı yani?" diye sordum.
- "İyi işte..." dedi.
- İyi ne demek kızım, aşkımızı anlatıyoruz burda! Bir erkeğin, bir noktasından çizilen teğetin hayat cinsinden değer ifade eden açısına "iyi" diyemezsin sen! Aşkta iyi diye birşey yoktur...
Yeşil gözlerini gözlerime dikti. Öölece bakıyor. Dudakları titremeye başladı, gözleri kısıldı. Ağlayacak! O ağlayınca, ben sıfıra bölmeye çalışacağım aşkımı. Hayatımın herhangi bir noktasından teğetler çizilerek yeşil gözlerine doğru. İyi açılar oluşturmaya çalışacağım muammasıyla aşkının. Yarın sınavımız var, matematik! Ben karar verdim, çalışmayacağım!
ALINTIDIR..
___________ 08.02.2001 ___________
Bu kelimeler benim değil ..
Zaten ben matemetik okumadım iktisat okudum :)) .. ama bunu yazan vatandaş birçok erkeğin sevdiği kişiye karşı olan zayıf yönünü iyi yakalamış ve çok iyi ifade etmiş .. kaç kişi diyebilir ağlamaklı gözler, titreyen dudaklar bana hiçbirşeyi sıfıra böldüremez .. sanırım bu soruya evet cevabı verecek babayiğit Anadoluda 5 karısı olan Maho ağadan başkası olamaz ..
:))
Erkeklerrrrr .. yavvff biras daha dikatli olun hemen sukoyvermeyin ..
Nasıl mı ??
Ne bilim canım .. hem kelin ilacı olsa kendi başına sürerdi .. ben uyarayım da .. bu arada bir çare bulan varsa bana bildirsin ..
tozkant..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler..