3065 KDV md:1 Türkiye'de yapılan aşağıdaki işlemler katma değer vergisine tabidir:
3. Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler:
f) Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemleri,
193 GVK md:70 Aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır:
8. Motorlu nakli ve cer vasıtaları, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların eklentileri.
--------------- / ------------------
770 Araç Kirası
191 İnd KDV
360 GV stopajı
360 Sor.Sıf.Öd.KDV
331 Ort.borçlar / (335 Personele Diğ.Borç)
-------------- / -------------------
NOT : (1)
Stopaj oranı GVK md 70 gereği % 20 dir..
NOT : (2)
Eğer araç kiralanmak yerine personele yol yardımı verilirse, bu tutar GV, DV ve SGK primleri kesilmek üzere bordroya dahil edilir..
tzkn.. tozkan... tozkant...
29 Aralık 2009 Salı
27 Aralık 2009 Pazar
YANSITMA FATURASI (iade dışında)
Firmanıza ait olmayan, fakat firmanıza düzenlenmiş faturanın kaydı..
-----------/-----------
136 faturalanacak alacaklar
191 ind.kdv(ilave kdv)
320 xyz ltd
-----------/-----------
Yansıtma faturası kestiğinizde;
-----------/-----------
320 abc ltd
136 faturalanacak alacaklar
391 hes.kdv (ilave kdv)
-----------/-----------
abc ltd. ödemeyi yaptığında siz de xyz ltd. ye ödemesini yapıp carileri kapatabilirsiniz..
tzkn.. tozkan... tozkant...
-----------/-----------
136 faturalanacak alacaklar
191 ind.kdv(ilave kdv)
320 xyz ltd
-----------/-----------
Yansıtma faturası kestiğinizde;
-----------/-----------
320 abc ltd
136 faturalanacak alacaklar
391 hes.kdv (ilave kdv)
-----------/-----------
abc ltd. ödemeyi yaptığında siz de xyz ltd. ye ödemesini yapıp carileri kapatabilirsiniz..
tzkn.. tozkan... tozkant...
BEDELSİZ TESLİMLER (Promasyon,Eşantiyon,Numune Mal,Hediye Çekleri,Çekiliş sonucu hediye)
Başka seçenekler de var fakat ben aşağıdaki yolu muhasebe ilkelerine daha uygun görüyorum..
Yevmiye kaydının aşağıdaki gibi olması muhasebenin, "Tarafsızlık ve Belgelendirme Kavramı " ile "Tam Açıklama Kavramı " gereğidir..
Bu şekilde bedelsiz mal MALİYET (gider), kesilen fatura da GELİR yazılmış olur, bu sayede işlem açık şekilde kayıtlarda gözükür "+" lar "-" leri götürür mantığı ile mahsuplaşan bir kayıt olmamış olur ..
Satış faturası (sizde kalan kopya)
----------- / ------------
120 (kendi firmanız)
600 Y.İçi stş.
391 Hes.kdv
----------- / ------------
Gelelim ilk surete yani faturayı kesip müşteriye yolladığınız örneğe (müşteri kendinizsiniz artık)
----------- / ------------
730 (üretimde iç tüketim)
740 (hizmette iç tüketim)
750 (arge için iç tüketim)
760 (pazarlama faaliyeti için)
770 (genel gider )
'den hangisi uygunsa
191 ind.kdv.
120 (kendi firmanız)
----------- / ------------
tzkn.. tozkan... tozkant..
Ayrıca ; bakınız
Bedelsiz teslimlerin KDV boyutu ile ilgili 50 seri nolu KDV Tebliği .....
http://www.gib.gov.tr/index.php?id=1028
BEDELSİZ TESLİMLERİN VERGİ BOYUTU VE MUHASEBE KAYITLARI (Promasyon,Eşantiyon,Numune Mal,Hediye Çekleri,Çekiliş sonucu hediye)
http://archive.ismmmo.org.tr/docs/malicozum/76MaliCozum/4abdulkadirbilen.pdf
Yevmiye kaydının aşağıdaki gibi olması muhasebenin, "Tarafsızlık ve Belgelendirme Kavramı " ile "Tam Açıklama Kavramı " gereğidir..
Bu şekilde bedelsiz mal MALİYET (gider), kesilen fatura da GELİR yazılmış olur, bu sayede işlem açık şekilde kayıtlarda gözükür "+" lar "-" leri götürür mantığı ile mahsuplaşan bir kayıt olmamış olur ..
Satış faturası (sizde kalan kopya)
----------- / ------------
120 (kendi firmanız)
600 Y.İçi stş.
391 Hes.kdv
----------- / ------------
Gelelim ilk surete yani faturayı kesip müşteriye yolladığınız örneğe (müşteri kendinizsiniz artık)
----------- / ------------
730 (üretimde iç tüketim)
740 (hizmette iç tüketim)
750 (arge için iç tüketim)
760 (pazarlama faaliyeti için)
770 (genel gider )
'den hangisi uygunsa
191 ind.kdv.
120 (kendi firmanız)
----------- / ------------
tzkn.. tozkan... tozkant..
Ayrıca ; bakınız
Bedelsiz teslimlerin KDV boyutu ile ilgili 50 seri nolu KDV Tebliği .....
http://www.gib.gov.tr/index.php?id=1028
BEDELSİZ TESLİMLERİN VERGİ BOYUTU VE MUHASEBE KAYITLARI (Promasyon,Eşantiyon,Numune Mal,Hediye Çekleri,Çekiliş sonucu hediye)
http://archive.ismmmo.org.tr/docs/malicozum/76MaliCozum/4abdulkadirbilen.pdf
26 Aralık 2009 Cumartesi
AŞKIN MATEMATİĞİ
BU YAZI ZAMANINDA (2001 DE) OLAN KİŞİSEL WEB SİTEMDEYDİ, SİTE geocities VE xoom ÜZERİNDEYDİ FAKAT SERVİS SAĞLAYICILARLA BERABER BENİM SİTEM DE KAPANDI :)) .
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aşk zayıflara göre bir iş değil.
- O açının değerinin "iyi" birşey olmadığını biliyorsun. Yine de seviyorsun, yine de susuyorsun...
"Tamam" dedim! "Durumumuzu bir gözden geçirelim..." "Bir fonksiyona, herhangi bir noktasından çizilecek teğetin, X ekseniyle pozitif yönde yaptığı açının, tanjant cinsinden değerine türev denir" dedim.
- "İyi" dedi...
- "Nassı yani?" diye sordum,
- "iyi işte..." dedi.
- İyi ne demek kızım? Matematik anlatıyoruz burda! Bir fonksiyona bir noktadan teğet çizdiğinde, o teğetin X ekseniyle yaptığı açıya iyi diyemezsin sen! Matematikte iyi diye birşey yoktur.
- "Ne bağırıyorsun!" dedi.
- Ne bağırıyorum? Ben biliyormuyum ne bağırdığımı... Üç senedir mütemadiyen bağırıyorum. Bi sor bakalım, haybeye mi desibelleniyorum? Sustuk da bi b..k mu geçti elimize? Sessizliğimizden çizdiğimiz teğetler, aşk ekseninizde bir değer ifade etti de biz mi bilmiyoruz? Bağırırım tabii!
Yeşil gözlerini gözlerime dikti, öölece bakıyor. Dudakları titremeye başladı, ağlayacak !
O ağlayınca, biliyor, ben yelkenleri suya indireceğim. Sonra, ona hak vermeye başlayıp, o teğetin X ekseniyle yaptığı açının "iyi" bişey olduğuna karar vereceğim.
Aşk zayıflara göre bir iş değil.
O açının değerinin "iyi bişey olmadığını biliyorsun. Yine de seviyorsun yine de susuyorsun...
- "Tamam" dedim! "Durumumuzu bir gözden geçirelim... Elimizde bir adet matematik sınavımız var. Bu sınavdan iyi bir not almamız lazım. Ve sen matematik bilmiyorsun. Bu durumda çalışmamız lazım, çok çalışmamız lazım. Çözdüğümüz soruların sonucunda iyilere, kötülere değil sayısal değerlere ulaşmamız lazım. - "Peki" dedi. Çocuk gibi...
- Hep peki diyor, sonra gidip bildiğini okuyor.
- "Seni Seviyorum...",
- "Peki!.." "Bak" dedim. "Bu fonksiyon X eksenini hiçbir zaman kesmez, ancak artı sonsuzda epsilon sayısı kadar yaklaşır..." Epsilon dediğin nedirki? Sıfır virgül bilmem kaç bi sayı. Şimdi, bu ne b..ka yaradığı belirsiz fonksiyon, taa artı sonsuza kadar gidiyor, oraya kadar gitmişken X eksenini keseyim demiyor da epsilon, mepsilon bişey...
Bırak yaa! Ben sana aşkımı anlatamamışım kaç senedir... Hangi matematiği öğreticem de, o matematikle sen sınavı vericen?..Üç yıl... Dile kolay! Aşk...Yeşil gözler, ağlamalar, zayıf düşmeler... "Ayrılalım" dediğinde gözümün önünden bir film şeridi gibi geçen koskoca bir üç yıl... Ölüme epsilon sayısı kadar yaklaşmalar, artı sonsuzda ölümüne sevişmeler...Matematik denilen şeyin misyonu, bilinenlerle bilinmeyenleri iki ayrı tarafta toplamaktır aslen. Matematik, hayatı bişeylere denkler; determinantlar,integraller,türevler... Matematik, aşkı bazı somutlara eşitler; suslar, konuşlar, bedeller...
Sustum. Susar susmaz, bildiğim tüm formüller bir açıya eşitlendi.
- "Bak, bir sayıyı sıfıra bölemezsin" dedim.
- "Neden?" dedi.
- "Çünkü bölemezsin, matematik kabul etmez böyle bölünmeyi!"
Çok sevdik birbirimizi... Çok acayip bişeydi, olur gibi oluyorduk. "İyi"lerimiz vardı. Acılarımızla artı sonsuzda epsilonculuk oynuyorduk. Ölüme çok feci bi şekilde yaklaşıp, tanjant cinsinden açılar çekiyorduk. Biz aşkımızı sıfıra bölmeye çalışıyorduk.
- "Bak" dedim, "bir aşkı sıfıra bölemezsin!"
- "Neden?" dedi. "Çünkü bölemezsin, aşk kabul etmez böyle bir bölünmeyi!"
Çok böldük değil mi birbirimizi... Çok acayip bişeydi, eşitlenir gibi oluyorduk. Aşk denilen şeyin misyonu bilenlerle bilmeyenleri aynı tarafa toplamaktır aslen.
- Aşk, hayatı hiçbir şeye eşitler. "Bir erkeğin herhangi bir noktasından çizilecek teğetin, açı ekseniyle b..ktan bir yönde yaptığı açının hayat cinsinden değerine aşk denir" dedim.
- "İyi" dedi.
- "Nassı yani?" diye sordum.
- "İyi işte..." dedi.
- İyi ne demek kızım, aşkımızı anlatıyoruz burda! Bir erkeğin, bir noktasından çizilen teğetin hayat cinsinden değer ifade eden açısına "iyi" diyemezsin sen! Aşkta iyi diye birşey yoktur...
Yeşil gözlerini gözlerime dikti. Öölece bakıyor. Dudakları titremeye başladı, gözleri kısıldı. Ağlayacak! O ağlayınca, ben sıfıra bölmeye çalışacağım aşkımı. Hayatımın herhangi bir noktasından teğetler çizilerek yeşil gözlerine doğru. İyi açılar oluşturmaya çalışacağım muammasıyla aşkının. Yarın sınavımız var, matematik! Ben karar verdim, çalışmayacağım!
ALINTIDIR..
___________ 08.02.2001 ___________
Bu kelimeler benim değil ..
Zaten ben matemetik okumadım iktisat okudum :)) .. ama bunu yazan vatandaş birçok erkeğin sevdiği kişiye karşı olan zayıf yönünü iyi yakalamış ve çok iyi ifade etmiş .. kaç kişi diyebilir ağlamaklı gözler, titreyen dudaklar bana hiçbirşeyi sıfıra böldüremez .. sanırım bu soruya evet cevabı verecek babayiğit Anadoluda 5 karısı olan Maho ağadan başkası olamaz ..
:))
Erkeklerrrrr .. yavvff biras daha dikatli olun hemen sukoyvermeyin ..
Nasıl mı ??
Ne bilim canım .. hem kelin ilacı olsa kendi başına sürerdi .. ben uyarayım da .. bu arada bir çare bulan varsa bana bildirsin ..
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Aşk zayıflara göre bir iş değil.
- O açının değerinin "iyi" birşey olmadığını biliyorsun. Yine de seviyorsun, yine de susuyorsun...
"Tamam" dedim! "Durumumuzu bir gözden geçirelim..." "Bir fonksiyona, herhangi bir noktasından çizilecek teğetin, X ekseniyle pozitif yönde yaptığı açının, tanjant cinsinden değerine türev denir" dedim.
- "İyi" dedi...
- "Nassı yani?" diye sordum,
- "iyi işte..." dedi.
- İyi ne demek kızım? Matematik anlatıyoruz burda! Bir fonksiyona bir noktadan teğet çizdiğinde, o teğetin X ekseniyle yaptığı açıya iyi diyemezsin sen! Matematikte iyi diye birşey yoktur.
- "Ne bağırıyorsun!" dedi.
- Ne bağırıyorum? Ben biliyormuyum ne bağırdığımı... Üç senedir mütemadiyen bağırıyorum. Bi sor bakalım, haybeye mi desibelleniyorum? Sustuk da bi b..k mu geçti elimize? Sessizliğimizden çizdiğimiz teğetler, aşk ekseninizde bir değer ifade etti de biz mi bilmiyoruz? Bağırırım tabii!
Yeşil gözlerini gözlerime dikti, öölece bakıyor. Dudakları titremeye başladı, ağlayacak !
O ağlayınca, biliyor, ben yelkenleri suya indireceğim. Sonra, ona hak vermeye başlayıp, o teğetin X ekseniyle yaptığı açının "iyi" bişey olduğuna karar vereceğim.
Aşk zayıflara göre bir iş değil.
O açının değerinin "iyi bişey olmadığını biliyorsun. Yine de seviyorsun yine de susuyorsun...
- "Tamam" dedim! "Durumumuzu bir gözden geçirelim... Elimizde bir adet matematik sınavımız var. Bu sınavdan iyi bir not almamız lazım. Ve sen matematik bilmiyorsun. Bu durumda çalışmamız lazım, çok çalışmamız lazım. Çözdüğümüz soruların sonucunda iyilere, kötülere değil sayısal değerlere ulaşmamız lazım. - "Peki" dedi. Çocuk gibi...
- Hep peki diyor, sonra gidip bildiğini okuyor.
- "Seni Seviyorum...",
- "Peki!.." "Bak" dedim. "Bu fonksiyon X eksenini hiçbir zaman kesmez, ancak artı sonsuzda epsilon sayısı kadar yaklaşır..." Epsilon dediğin nedirki? Sıfır virgül bilmem kaç bi sayı. Şimdi, bu ne b..ka yaradığı belirsiz fonksiyon, taa artı sonsuza kadar gidiyor, oraya kadar gitmişken X eksenini keseyim demiyor da epsilon, mepsilon bişey...
Bırak yaa! Ben sana aşkımı anlatamamışım kaç senedir... Hangi matematiği öğreticem de, o matematikle sen sınavı vericen?..Üç yıl... Dile kolay! Aşk...Yeşil gözler, ağlamalar, zayıf düşmeler... "Ayrılalım" dediğinde gözümün önünden bir film şeridi gibi geçen koskoca bir üç yıl... Ölüme epsilon sayısı kadar yaklaşmalar, artı sonsuzda ölümüne sevişmeler...Matematik denilen şeyin misyonu, bilinenlerle bilinmeyenleri iki ayrı tarafta toplamaktır aslen. Matematik, hayatı bişeylere denkler; determinantlar,integraller,türevler... Matematik, aşkı bazı somutlara eşitler; suslar, konuşlar, bedeller...
Sustum. Susar susmaz, bildiğim tüm formüller bir açıya eşitlendi.
- "Bak, bir sayıyı sıfıra bölemezsin" dedim.
- "Neden?" dedi.
- "Çünkü bölemezsin, matematik kabul etmez böyle bölünmeyi!"
Çok sevdik birbirimizi... Çok acayip bişeydi, olur gibi oluyorduk. "İyi"lerimiz vardı. Acılarımızla artı sonsuzda epsilonculuk oynuyorduk. Ölüme çok feci bi şekilde yaklaşıp, tanjant cinsinden açılar çekiyorduk. Biz aşkımızı sıfıra bölmeye çalışıyorduk.
- "Bak" dedim, "bir aşkı sıfıra bölemezsin!"
- "Neden?" dedi. "Çünkü bölemezsin, aşk kabul etmez böyle bir bölünmeyi!"
Çok böldük değil mi birbirimizi... Çok acayip bişeydi, eşitlenir gibi oluyorduk. Aşk denilen şeyin misyonu bilenlerle bilmeyenleri aynı tarafa toplamaktır aslen.
- Aşk, hayatı hiçbir şeye eşitler. "Bir erkeğin herhangi bir noktasından çizilecek teğetin, açı ekseniyle b..ktan bir yönde yaptığı açının hayat cinsinden değerine aşk denir" dedim.
- "İyi" dedi.
- "Nassı yani?" diye sordum.
- "İyi işte..." dedi.
- İyi ne demek kızım, aşkımızı anlatıyoruz burda! Bir erkeğin, bir noktasından çizilen teğetin hayat cinsinden değer ifade eden açısına "iyi" diyemezsin sen! Aşkta iyi diye birşey yoktur...
Yeşil gözlerini gözlerime dikti. Öölece bakıyor. Dudakları titremeye başladı, gözleri kısıldı. Ağlayacak! O ağlayınca, ben sıfıra bölmeye çalışacağım aşkımı. Hayatımın herhangi bir noktasından teğetler çizilerek yeşil gözlerine doğru. İyi açılar oluşturmaya çalışacağım muammasıyla aşkının. Yarın sınavımız var, matematik! Ben karar verdim, çalışmayacağım!
ALINTIDIR..
___________ 08.02.2001 ___________
Bu kelimeler benim değil ..
Zaten ben matemetik okumadım iktisat okudum :)) .. ama bunu yazan vatandaş birçok erkeğin sevdiği kişiye karşı olan zayıf yönünü iyi yakalamış ve çok iyi ifade etmiş .. kaç kişi diyebilir ağlamaklı gözler, titreyen dudaklar bana hiçbirşeyi sıfıra böldüremez .. sanırım bu soruya evet cevabı verecek babayiğit Anadoluda 5 karısı olan Maho ağadan başkası olamaz ..
:))
Erkeklerrrrr .. yavvff biras daha dikatli olun hemen sukoyvermeyin ..
Nasıl mı ??
Ne bilim canım .. hem kelin ilacı olsa kendi başına sürerdi .. ben uyarayım da .. bu arada bir çare bulan varsa bana bildirsin ..
tozkant..
24 Aralık 2009 Perşembe
VERGİ İNCELEMESİNİN 60 NEDENİ
1. Mükellef ile maliye arasında sağlıklı bir iletişim kurarak mükellef bilincini geliştirme,
2. Mükellef ve devlet arasında hak ve sorumlukların hatırlatılarak mükellef eğitiminin yapılması,
3. Mükellefin sektörün önemli aktörlerinden biri olması,
4. Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı evrak kullanımı ile mücadele,
5. Sektör incelemesi sırasında,
6. Bir başka şirket incelenirken, ona mal veya hizmet satmış veya almışsa,
7. Mükellef hakkında İhbar varsa,
8. İkili anlaşmalar çerçevesinde alınan bilgiler,
9. Mükellef kakında karapara ya yönelik çalışmalar çerçevesinde,
10. Tek vergi numarası uygulaması çerçevesinde toplanan bilgilerden hareketle yapılan kontroller,
11. Mükelleflerin banka faiz gelirlerine yönelik incelemeleri,
12. Borsa satış incelemeleri,
13. Mükellefçe maliye idaresine verilen beyanname ile eklerinde ve bilânço/gelir tablosu dip not tutarsızlıkların idarece görülmesi dolayısıyla,
14. Mükellefin Kârlılık oranının sektörel ortalamaya göre sapma göstermesi,
15. Mükellefçe verilen beyannamenin diğer indirim satırında gösterilen rakamlarla ilgili yeterli açıklama yapılmamış olması.
16. Maliye idaresinin kayıt dışını kayda alma mücadele amacıyla yapılan taramalar vesilesiyle,
17. Mükellefin idareye verdiği BA/BS formlarda uyumsuzluklar olması ve bu uyumsuzlukla ilgili yaptığı açıklamanın idare tarafından tatmin edici bulunmaması,
18. Mükellefin mal veya hizmet satın aldığı şirketlerin Maliye''nin kara listesinde bulunması ve yaptığınız açıklamaların yeterli bulunmaması,
19. Mükellefin gayrimenkul satışlarına yönelik incelemeleri,
20. Mükellef bir gurup şirketi ise, Grup şirket ilişkileri mevzuata uygun düzenlenip düzenlenmediği,
21. mükellefin yurtdışına yaptığı hizmet ödemelerinin stopaja tabi tutulup tutulmadığına yönelik inceleme,
22. İdare herhangi bir konuda genel tarama yaparken,
23. Mükellefin Kasa hesabının bakiyesinin genel teamüllerin üzerinde olması,
24. Mükellefin Ortaklar cari hesabının şişkin ve yüksek olması,
25. Şişkin bir "kanunen kabul edilmeyen gider" rakamı,
26. mükellefçe sık sık yapılan düzeltme beyanları,
27. Mükellefin vergi iade talepleri,
28. Sürekli ve yüksek miktarlı devreden KDV,
29. Mükellefin sürekli zarar beyan ediliyor olması,
30. Mükellefin yatırım malları ithali dahil, ihracatın vergi cennetlerinden kardeş şirketlerle yapması ve karının büyük kısmını bu şirketlerinde bırakma alışkanlığı,
31. Gelişmiş yörelerde ticari faaliyette bulunduğu halde, daha az vergi verilen kalkınmada öncelikli yöreleri merkez göstermek yani oralarda faaliyette bulunuluyormuş gibi görünerek faaliyette bulunanlara yönelik inceleme,
32. Serbest bölgelerin karın bir kısmının iktisadi, ticari, teknik, mantıki icapları aşacak şekilde buralara kaydırılması suretiyle kullanılması,
33. Dışarıdan ilişkili şirketlerden gönderilen, Türkiye'deki işle ilgisi açık olmayan, işle mütenasip olmayan, ispatlanamayan gider paylarına yönelik uygulamalar,
34. Transfer fiyatlaması yoluyla ilişkili şirkete düşük ya da yüksek bedelle mal veya hizmet satarak veya alarak bir kısım karın (malı satın alırken veya satarken buralardan geçirerek) yurt dışında daha az vergili bir yerde oluşturulması,
35. İş merkezi Türkiye olduğu halde Türkiye'deki faaliyet yabancı bir şirketin şubesiymiş gibi gösterilip bir kısım karın dışarıda (daha az vergili ülkelerde) oluşturulması,
36. Geçici ithalat yöntemiyle Türkiye'ye sokulup normalde işlendikten sonra ihraç edilmesi gereken malların Türkiye'de satılması fakat yurt dışına satılmış gibi gösterilmesi,
37. Mükellef dâhilde işleme rejimi yöntemi kullanıldığında yabancı menşeli mal Türkiye'ye gümrük vergisi, fon, KDV ödenmeksizin sokulması,
38. Basit usulde vergilendirilenlerce (örn. taksi işletmelerinde) her isteyene istediği kadar belge verilmesi, bu belgelerin (verenlerce) kayda alınmaması veya daha farklı tutarlar (düşük) olarak kayda alınması,
39. Serbest meslek niteliğindeki (danışmanlık veya ücret mahiyetindeki) hizmetlerin, düşük vergileniyor olması nedeniyle bir eser varmıscasına telif kazancı adı altında ödenmesi ve elde edilmesi,
40. Mükellefin İthalatın veya ihracatın vergi cennetlerinden geçirilerek yapması noktasında vergi cenneti olarak bilinen ülke mal girişi veya çıkışı olan mükelleflere yönelik yapılan inceleme,
41. Mükellefin Solvent ithalatçısı olması durumunda mal hareketini kontrole yönelik inceleme,
42. mükellefin yurtdışında ilişkili şirketlerden gönderilen, Türkiye'deki işle ilgisi açık olmayan, işle mütenasip olmayan,
43. Mükellefin İş merkezi Türkiye olduğu halde Türkiye'deki faaliyet yabancı bir şirketin şubesiymiş gibi gösterilip bir kısım karın dışarıda aktarıdığına yönelik bilgi sonucunda yapılan inceleme,
44. Serbest meslek niteliğindeki (danışmanlık veya ücret mahiyetindeki) hizmetlerin, düşük vergileniyor olması nedeniyle bir eser varmışçasına telif kazancı adı altında ödenmesi yapılıp yapılmadığına yönelik inceleme,
45. Mükellef İrtibat bürosu faaliyetleri kapsamı dışında ticari faaliyetlerde bulunulduğu halde irtibat bürosu gibi görünüp çalışanların ücretlerinin vergi dışı bırakıp bırakmadığına yönelik inceleme,
46. Bir kısım gübreler aynı zamanda sanayi hammaddesi plastik, boya olarak da kullanılmaktadır. Desteklenen alımlardan istifade eden mükellefin bu girdileri amacı dışında kullanıp kullanmadığına yönelik inceleme,
47. Mükellefin Bıyıklı (back to back) krediler yoluyla, işletmeye sermaye olarak koyması ve bu tutarı borç olarak kayda alarak kur farkı ve faizin gider olarak matrahı aşındırıp aşındırmadığına yönelik inceleme,
48. Mükellefin Bıyıklı fonlar yoluyla (sanki yabancı fonmuş gibi) hereket ederek daha az vergi ödenme yolunu seçip seçmediğine yönelik inceleme,
49. Option, futures, forward, swap yoluyla sentetik, peçeli, muvazaalı işlemler (örn. Ortada kredi, altın veya hisse senedi olmadığı halde, tamamen kağıt üzerinde çeşitli kombinasyonlarla gider oluşturup-oluşturmadığına yönelik inceleme,
50. Mükellefin Cari döneme ait hasılatının sanki sonraki yılın geliriymiş gibi ertesi yıla kaydırıp kaydırmadığına yönelik incelemeler,
51. Envanter kayıtlarında yönelik inceleme,
52. Mükellefin muaflık ve istisnalardan yararlanma şartlarına haiz olup-olmadığına yönelik inceleme,
53. Taksitli satışlarda gerçekleşen vade farkının (kur farkları da dahil) yasal defterlere gelir olarak işlenip işlenmediğine yönelik inceleme,
54. Mükellefin ticari teamüllere göre aldığı hediye, ücret, eşantiyon, faiz, prim, ıskonto, promosyon, komisyon vb. gelirleri beyan edip etmediğine yönelik inceleme,
55. Hava parası olarak bilinen ödemelerin gelir olarak kayda alınıp alınmadığının incelenmesi,
56. İşletmeye ait kaynakların mükellef tarafından bedelsiz ya da düşük bedelle kullanıp kullanmadığının incelenmesi,
57. Aktifleştirilmesi gereken (dolayısıyla amortisman ayrılmak suretiyle taksitler halinde giderleşecek ödemelerin) bir kerede doğrudan gider olarak yazılıp -yazılmadığına yönelik inceleme,
58. Henüz kullanılabilecek hale gelmeden yatırımın aktifleştirilerek amortisman tabi tutulduğuna yönelik inceleme,
59. Kanuni şartları taşımamasına rağmen yatırım indirimden istifade edenlere yönelik inceleme,
60. Yıllara yaygın inşaatlarda gerçekte geçici kabul cari yılda yapıldığı halde, sanki izleyen yılda iş bitmiş gibi gösterilerek kurumlar vergisi beyanının ertesi yıla sarkıtılıp sarkıtılmadığına yönelik inceleme,
2. Mükellef ve devlet arasında hak ve sorumlukların hatırlatılarak mükellef eğitiminin yapılması,
3. Mükellefin sektörün önemli aktörlerinden biri olması,
4. Sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı evrak kullanımı ile mücadele,
5. Sektör incelemesi sırasında,
6. Bir başka şirket incelenirken, ona mal veya hizmet satmış veya almışsa,
7. Mükellef hakkında İhbar varsa,
8. İkili anlaşmalar çerçevesinde alınan bilgiler,
9. Mükellef kakında karapara ya yönelik çalışmalar çerçevesinde,
10. Tek vergi numarası uygulaması çerçevesinde toplanan bilgilerden hareketle yapılan kontroller,
11. Mükelleflerin banka faiz gelirlerine yönelik incelemeleri,
12. Borsa satış incelemeleri,
13. Mükellefçe maliye idaresine verilen beyanname ile eklerinde ve bilânço/gelir tablosu dip not tutarsızlıkların idarece görülmesi dolayısıyla,
14. Mükellefin Kârlılık oranının sektörel ortalamaya göre sapma göstermesi,
15. Mükellefçe verilen beyannamenin diğer indirim satırında gösterilen rakamlarla ilgili yeterli açıklama yapılmamış olması.
16. Maliye idaresinin kayıt dışını kayda alma mücadele amacıyla yapılan taramalar vesilesiyle,
17. Mükellefin idareye verdiği BA/BS formlarda uyumsuzluklar olması ve bu uyumsuzlukla ilgili yaptığı açıklamanın idare tarafından tatmin edici bulunmaması,
18. Mükellefin mal veya hizmet satın aldığı şirketlerin Maliye''nin kara listesinde bulunması ve yaptığınız açıklamaların yeterli bulunmaması,
19. Mükellefin gayrimenkul satışlarına yönelik incelemeleri,
20. Mükellef bir gurup şirketi ise, Grup şirket ilişkileri mevzuata uygun düzenlenip düzenlenmediği,
21. mükellefin yurtdışına yaptığı hizmet ödemelerinin stopaja tabi tutulup tutulmadığına yönelik inceleme,
22. İdare herhangi bir konuda genel tarama yaparken,
23. Mükellefin Kasa hesabının bakiyesinin genel teamüllerin üzerinde olması,
24. Mükellefin Ortaklar cari hesabının şişkin ve yüksek olması,
25. Şişkin bir "kanunen kabul edilmeyen gider" rakamı,
26. mükellefçe sık sık yapılan düzeltme beyanları,
27. Mükellefin vergi iade talepleri,
28. Sürekli ve yüksek miktarlı devreden KDV,
29. Mükellefin sürekli zarar beyan ediliyor olması,
30. Mükellefin yatırım malları ithali dahil, ihracatın vergi cennetlerinden kardeş şirketlerle yapması ve karının büyük kısmını bu şirketlerinde bırakma alışkanlığı,
31. Gelişmiş yörelerde ticari faaliyette bulunduğu halde, daha az vergi verilen kalkınmada öncelikli yöreleri merkez göstermek yani oralarda faaliyette bulunuluyormuş gibi görünerek faaliyette bulunanlara yönelik inceleme,
32. Serbest bölgelerin karın bir kısmının iktisadi, ticari, teknik, mantıki icapları aşacak şekilde buralara kaydırılması suretiyle kullanılması,
33. Dışarıdan ilişkili şirketlerden gönderilen, Türkiye'deki işle ilgisi açık olmayan, işle mütenasip olmayan, ispatlanamayan gider paylarına yönelik uygulamalar,
34. Transfer fiyatlaması yoluyla ilişkili şirkete düşük ya da yüksek bedelle mal veya hizmet satarak veya alarak bir kısım karın (malı satın alırken veya satarken buralardan geçirerek) yurt dışında daha az vergili bir yerde oluşturulması,
35. İş merkezi Türkiye olduğu halde Türkiye'deki faaliyet yabancı bir şirketin şubesiymiş gibi gösterilip bir kısım karın dışarıda (daha az vergili ülkelerde) oluşturulması,
36. Geçici ithalat yöntemiyle Türkiye'ye sokulup normalde işlendikten sonra ihraç edilmesi gereken malların Türkiye'de satılması fakat yurt dışına satılmış gibi gösterilmesi,
37. Mükellef dâhilde işleme rejimi yöntemi kullanıldığında yabancı menşeli mal Türkiye'ye gümrük vergisi, fon, KDV ödenmeksizin sokulması,
38. Basit usulde vergilendirilenlerce (örn. taksi işletmelerinde) her isteyene istediği kadar belge verilmesi, bu belgelerin (verenlerce) kayda alınmaması veya daha farklı tutarlar (düşük) olarak kayda alınması,
39. Serbest meslek niteliğindeki (danışmanlık veya ücret mahiyetindeki) hizmetlerin, düşük vergileniyor olması nedeniyle bir eser varmıscasına telif kazancı adı altında ödenmesi ve elde edilmesi,
40. Mükellefin İthalatın veya ihracatın vergi cennetlerinden geçirilerek yapması noktasında vergi cenneti olarak bilinen ülke mal girişi veya çıkışı olan mükelleflere yönelik yapılan inceleme,
41. Mükellefin Solvent ithalatçısı olması durumunda mal hareketini kontrole yönelik inceleme,
42. mükellefin yurtdışında ilişkili şirketlerden gönderilen, Türkiye'deki işle ilgisi açık olmayan, işle mütenasip olmayan,
43. Mükellefin İş merkezi Türkiye olduğu halde Türkiye'deki faaliyet yabancı bir şirketin şubesiymiş gibi gösterilip bir kısım karın dışarıda aktarıdığına yönelik bilgi sonucunda yapılan inceleme,
44. Serbest meslek niteliğindeki (danışmanlık veya ücret mahiyetindeki) hizmetlerin, düşük vergileniyor olması nedeniyle bir eser varmışçasına telif kazancı adı altında ödenmesi yapılıp yapılmadığına yönelik inceleme,
45. Mükellef İrtibat bürosu faaliyetleri kapsamı dışında ticari faaliyetlerde bulunulduğu halde irtibat bürosu gibi görünüp çalışanların ücretlerinin vergi dışı bırakıp bırakmadığına yönelik inceleme,
46. Bir kısım gübreler aynı zamanda sanayi hammaddesi plastik, boya olarak da kullanılmaktadır. Desteklenen alımlardan istifade eden mükellefin bu girdileri amacı dışında kullanıp kullanmadığına yönelik inceleme,
47. Mükellefin Bıyıklı (back to back) krediler yoluyla, işletmeye sermaye olarak koyması ve bu tutarı borç olarak kayda alarak kur farkı ve faizin gider olarak matrahı aşındırıp aşındırmadığına yönelik inceleme,
48. Mükellefin Bıyıklı fonlar yoluyla (sanki yabancı fonmuş gibi) hereket ederek daha az vergi ödenme yolunu seçip seçmediğine yönelik inceleme,
49. Option, futures, forward, swap yoluyla sentetik, peçeli, muvazaalı işlemler (örn. Ortada kredi, altın veya hisse senedi olmadığı halde, tamamen kağıt üzerinde çeşitli kombinasyonlarla gider oluşturup-oluşturmadığına yönelik inceleme,
50. Mükellefin Cari döneme ait hasılatının sanki sonraki yılın geliriymiş gibi ertesi yıla kaydırıp kaydırmadığına yönelik incelemeler,
51. Envanter kayıtlarında yönelik inceleme,
52. Mükellefin muaflık ve istisnalardan yararlanma şartlarına haiz olup-olmadığına yönelik inceleme,
53. Taksitli satışlarda gerçekleşen vade farkının (kur farkları da dahil) yasal defterlere gelir olarak işlenip işlenmediğine yönelik inceleme,
54. Mükellefin ticari teamüllere göre aldığı hediye, ücret, eşantiyon, faiz, prim, ıskonto, promosyon, komisyon vb. gelirleri beyan edip etmediğine yönelik inceleme,
55. Hava parası olarak bilinen ödemelerin gelir olarak kayda alınıp alınmadığının incelenmesi,
56. İşletmeye ait kaynakların mükellef tarafından bedelsiz ya da düşük bedelle kullanıp kullanmadığının incelenmesi,
57. Aktifleştirilmesi gereken (dolayısıyla amortisman ayrılmak suretiyle taksitler halinde giderleşecek ödemelerin) bir kerede doğrudan gider olarak yazılıp -yazılmadığına yönelik inceleme,
58. Henüz kullanılabilecek hale gelmeden yatırımın aktifleştirilerek amortisman tabi tutulduğuna yönelik inceleme,
59. Kanuni şartları taşımamasına rağmen yatırım indirimden istifade edenlere yönelik inceleme,
60. Yıllara yaygın inşaatlarda gerçekte geçici kabul cari yılda yapıldığı halde, sanki izleyen yılda iş bitmiş gibi gösterilerek kurumlar vergisi beyanının ertesi yıla sarkıtılıp sarkıtılmadığına yönelik inceleme,
ALINTIDIR..
SANAL YADA GERÇEK
BU YAZI ZAMANINDA (2001 DE) OLAN KİŞİSEL WEB SİTEMDEYDİ, SİTE geocities VE xoom ÜZERİNDEYDİ FAKAT SERVİS SAĞLAYICILARLA BERABER BENİM SİTEM DE KAPANDI :)) .
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İnternette yaşanan aşkların ne kadarı gerçek ne kadarı sanal ?
Peki aşkı sanal yada geröek diye ayırmak mümkün mü ? Bir okuyucumun gönderdiği bu yazıyı okuyup siz karar verin.
***
Kimsin sen ? Kelimelerini gördüğüm, cümlelerinden vurgularını tahmin etmeye çalıştığım, orda orda olup yazdıklarımı okuduğuna, beni anladığına inandığım sen.
Konuşurken suratın nasıldır, elini oynatırmısın ? Saçlarınla oynarmısın ? Dokunurmusun konuştuğun kişiye ? Ya mimiklerin ?
Sen de merak ediyormusun yüzümün konuşurken ki halini ? Konuşurken gözlerine bakarım karşımdakinin, sağır değilim ama dudak okumayı severim ben. Bilebilirmisin tüm bunları ? Sanmıyorum. Peki nedir böyle ikimizi yakınlaştıran ? Görmediğimde özlettiren seni ? Saatlerce yazıştığım, gülmekten sandalyeden düşeceğimi hissettiğim, hayatımın en gizli yerlerini paylaştığım sen kimsin ? Nedir seni bu denli özel kılan ? Kelimelerce herkes güzel galiba. Kelimeler zırh gibi, kelimeler sığınak. Daha kolay ifade edebiliyoruz kendimizi. Yüzleri görmeyince daha yakın daha insan mı oluyoruz yoksa ? Sana kelimelerle ulaşırken daha mı açık oluyorum yoksa ? Kavga ederken kelimeler ddaha mı aslan kesilmemem neden oluyor yoksa ? Nedir sana güvenmemem sebep ? Kelimelerin yeterli mi seni hayatıma sokmama ? Özlememe ... Seni gördüğümde sevinmeme ... Gideceğinde " gitme " dedirten " dur daha konuşacaklarımız var " dedirten ne bana ? Gittiğinde ekranda kalakalmamı sağlayan ne ?
Kabullensem sanallığını, gerçek yaşantıma geçirmesem, gerçek anlara sokmasam seni ... Olmuyor, yapamıyorum ... Nasıl silebilirim ki seni ? Sevincimi üzüntümü paylaşmak için sabırsızlandığım ... Beni güldürmenden nasıl vazgeçebilirim ?
Ya aşk ...
Kelimelerce herkes güzel . Kelimelerle herkese aşık olunabilir ... Gerçek yada sanal ... Önemli olan insanların buluşması değil mi ?
Mehmet COŞKUNDENİZ
Posta gazetesi yazarı
(2002 den önceki bir köşe yazısıdır..)
Peki aşkı sanal yada geröek diye ayırmak mümkün mü ? Bir okuyucumun gönderdiği bu yazıyı okuyup siz karar verin.
***
Kimsin sen ? Kelimelerini gördüğüm, cümlelerinden vurgularını tahmin etmeye çalıştığım, orda orda olup yazdıklarımı okuduğuna, beni anladığına inandığım sen.
Konuşurken suratın nasıldır, elini oynatırmısın ? Saçlarınla oynarmısın ? Dokunurmusun konuştuğun kişiye ? Ya mimiklerin ?
Sen de merak ediyormusun yüzümün konuşurken ki halini ? Konuşurken gözlerine bakarım karşımdakinin, sağır değilim ama dudak okumayı severim ben. Bilebilirmisin tüm bunları ? Sanmıyorum. Peki nedir böyle ikimizi yakınlaştıran ? Görmediğimde özlettiren seni ? Saatlerce yazıştığım, gülmekten sandalyeden düşeceğimi hissettiğim, hayatımın en gizli yerlerini paylaştığım sen kimsin ? Nedir seni bu denli özel kılan ? Kelimelerce herkes güzel galiba. Kelimeler zırh gibi, kelimeler sığınak. Daha kolay ifade edebiliyoruz kendimizi. Yüzleri görmeyince daha yakın daha insan mı oluyoruz yoksa ? Sana kelimelerle ulaşırken daha mı açık oluyorum yoksa ? Kavga ederken kelimeler ddaha mı aslan kesilmemem neden oluyor yoksa ? Nedir sana güvenmemem sebep ? Kelimelerin yeterli mi seni hayatıma sokmama ? Özlememe ... Seni gördüğümde sevinmeme ... Gideceğinde " gitme " dedirten " dur daha konuşacaklarımız var " dedirten ne bana ? Gittiğinde ekranda kalakalmamı sağlayan ne ?
Kabullensem sanallığını, gerçek yaşantıma geçirmesem, gerçek anlara sokmasam seni ... Olmuyor, yapamıyorum ... Nasıl silebilirim ki seni ? Sevincimi üzüntümü paylaşmak için sabırsızlandığım ... Beni güldürmenden nasıl vazgeçebilirim ?
Ya aşk ...
Kelimelerce herkes güzel . Kelimelerle herkese aşık olunabilir ... Gerçek yada sanal ... Önemli olan insanların buluşması değil mi ?
Mehmet COŞKUNDENİZ
Posta gazetesi yazarı
(2002 den önceki bir köşe yazısıdır..)
22 Aralık 2009 Salı
Donna Lewis - I Love You Always Forever (tzkn)
Donna Lewis - I Love You Always Forever
Feels like I'm standing in a timeless dream
Of light mists, of pale amber rose
Feels like I'm lost in a deep cloud of heavenly scent
Touching, discovering you
(Verse 2)
Those days of warm rain come rushing back to me
Miles of windless summer nights
Secret moments shared within the heat of the afternoon
Out of the stilness, soft spoken words
(Say it, say it again)
(Chorus)
I love you always forever
Near or far, closer together
Everywhere I will be with you
Everything I will do for you
(Chorus)
You've got the most unbelievable blue eyes I've ever seen
You've got me almost melting away
As we lay there
Under a blue sky with pure white stars
Exotic sweetness, a magical time
(Say it, say it again)
(Chorus 2x)
(Bridge)
Say you'll love and love me forever
Never stop, never whatever
Near and far and always Everywhere and every(thing)
(Bridge 3x)
(Chorus to fade)
EVLİLİK AŞKI ÖLDÜRMEZ ! NEDEN Mİ ?
BU YAZI ZAMANINDA (2001 DE) OLAN KİŞİSEL WEB SİTEMDEYDİ, SİTE geocities VE xoom ÜZERİNDEYDİ FAKAT SERVİS SAĞLAYICILARLA BERABER BENİM SİTEM DE KAPANDI :)) .
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Son zamanlarda çok moda bir söz var "Evlilik aşkı öldürüyor" diye .. Maalesef sloganların yönettiği bir Türkiye'de yaşadığımız için de kimseye garip gelmiyor bu kelimeler ! Kimse demiyor neden böyle söyleniyor diye ! Bunda biraz da insanın doğasındaki kolaycılık ve kendini beğenmişlik var ! Hatayı ne erkek ne de kadın kabul etmeyince suçlu EVLİLİK oluyor ! Böylece ne erkek ne de kadın bu sorumluluk altında ezilmemiş oluyor!
Bence evlilik ne aşkı ne de başka bir şeyi öldürür!
Ama önce aşkı ucundan köşesinden biraz tarif etmek lazım, kimse aşkı tam olarak tarif edemez ama .. Aşk; "O" kişi aklına geldiğinde MUTLU olmaktır, "O" kişinin en kötü sözünde bile İYİ bir taraf bulmaktır, "O" nun yanında kendini ERİŞİLMEZ ve GÜÇLÜ hissetmektir, hepsinden önemlisi "O" kişiyi KARŞILIK beklemeden ve art niyetsiz sevmektir, vesaire vesaire .. Bu yönleriyle AŞK insanın EGO'sunu besler ve tatmin eder. Böylece insanın kendine olan güvenini tazeler, arttırır, başarılarını kamçılar, geleceğe planlı ve umutlu bakmasını sağlar.
İşte "Evlilik aşkı öldürüyor" mantığı da burada devreye giriyor. Eğer AŞK duyulan kişi yarınlarımızın da her koşulda içinde oluyor ve planlarımızın hepsinde MERKEZ NOKTADA bulunuyorsa AŞKI HİÇBİRŞEY ÖLDÜREMEZ, tabi aynı duyguları ve düşünceleri karşınızdaki kişi sizinle paylaşıyorsa! Peki ya paylaşmıyorsa ya da siz böyle düşünmüyorsanız ne olacak, bu durumda arada AŞK olmadığından bir süre sonra yine kendi kişisel yaşamınıza geri döneceksiniz! Ya bir başınıza olacaksınız yada o çiçek senin bu çiçek benim dolaşacaksınız. Bir süre sonra da "evlenmeden önce nasıl da AŞIKTIK birbirimize .. evet evet ... EVLİLİK aşkımızı bitirdi " diyerek suçluluk duygunuzu bastıracaksınız!
Aslında biten AŞK değildir ama farkında değilsinizdir. Çünkü ortada aşk yoktur, EGO tatmini vardır .. Bu ego tatmininin yanına KARŞILIK BEKLEMEDEN HİSSEDİLEN SEVGİ 'yi koymamışsınızdır. Evet sadece bu eksiktir ama AŞKI AŞK yapan da bu değil mi .. Ferhat DAĞLARI Şirin için delerken, ne karşılığı bekliyordu ? Ya da Mecnun Leyla için çöllerde biçare dolaşırken ! AŞK' ta karşılık olarak sadece SEVGİ vardı r ve bu da yeterliydi onlar için !
Şirin, Ferhat'a "Beni seviyorsan git dağları del" mi demişti ki ? .. Hayır .. Ama evliliğin aşkı öldürdüğünü söyleyenler "beni seviyorsan ............" , "hatırım için ............" , "aşk olsun benim için bile ............." ile başlayan o kadar çok cümle kurarlar ki sayamazsınız. Bu cümlelerle istenen şeyler bir süre sonra karşı tarafça yerine getirilmezse de "EVLİLİK AŞKI BİTİRİYOR" gibi bir mantık oluşuyor. Oysa AŞK değil EGO tatmini bitiyordur bu aşamada !
Bir insan sevgisi için bu tip cümlelerle başlayan istekleri belli bir noktaya kadar yapabilir! Kimi 3 ay sabreder sevgisi için bu şartlı isteklere kimi 3 yıl kimi de 10 yıl ama bir süre sonra ipler kopar!
Bu mantığın oluşumu flört'ten başlayan bir süreç ve birliktelik evlilik ile sonuçlandıktan sonra BİZ kavramını benimseyemeyenler kişisel isteklerini BİZ kavramının önüne geçirdiği zaman da olan oluyor zaten ..
Siz siz olun her ne şekilde olursa olsun bütün birlikteliklerinizde (arkadaşlıklarınız dahil) SEVGİ' den başka karşılık beklemeyin .. karşılık beklemeden yaptığınız her davranış sizin içinizden geleni yansıtır ve bu GERÇEKTİR , hiçbir güç ve olay da bu hissi (sevgiyi) ÖLDÜREMEZ ! Aradan yıllar geçse de GERÇEK GERÇEKTİR. Belki sizi ilk günkü gibi buğulu düşüncelere sevk etmez ama ...
tozkant (29.03.2002)
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Son zamanlarda çok moda bir söz var "Evlilik aşkı öldürüyor" diye .. Maalesef sloganların yönettiği bir Türkiye'de yaşadığımız için de kimseye garip gelmiyor bu kelimeler ! Kimse demiyor neden böyle söyleniyor diye ! Bunda biraz da insanın doğasındaki kolaycılık ve kendini beğenmişlik var ! Hatayı ne erkek ne de kadın kabul etmeyince suçlu EVLİLİK oluyor ! Böylece ne erkek ne de kadın bu sorumluluk altında ezilmemiş oluyor!
Bence evlilik ne aşkı ne de başka bir şeyi öldürür!
Ama önce aşkı ucundan köşesinden biraz tarif etmek lazım, kimse aşkı tam olarak tarif edemez ama .. Aşk; "O" kişi aklına geldiğinde MUTLU olmaktır, "O" kişinin en kötü sözünde bile İYİ bir taraf bulmaktır, "O" nun yanında kendini ERİŞİLMEZ ve GÜÇLÜ hissetmektir, hepsinden önemlisi "O" kişiyi KARŞILIK beklemeden ve art niyetsiz sevmektir, vesaire vesaire .. Bu yönleriyle AŞK insanın EGO'sunu besler ve tatmin eder. Böylece insanın kendine olan güvenini tazeler, arttırır, başarılarını kamçılar, geleceğe planlı ve umutlu bakmasını sağlar.
İşte "Evlilik aşkı öldürüyor" mantığı da burada devreye giriyor. Eğer AŞK duyulan kişi yarınlarımızın da her koşulda içinde oluyor ve planlarımızın hepsinde MERKEZ NOKTADA bulunuyorsa AŞKI HİÇBİRŞEY ÖLDÜREMEZ, tabi aynı duyguları ve düşünceleri karşınızdaki kişi sizinle paylaşıyorsa! Peki ya paylaşmıyorsa ya da siz böyle düşünmüyorsanız ne olacak, bu durumda arada AŞK olmadığından bir süre sonra yine kendi kişisel yaşamınıza geri döneceksiniz! Ya bir başınıza olacaksınız yada o çiçek senin bu çiçek benim dolaşacaksınız. Bir süre sonra da "evlenmeden önce nasıl da AŞIKTIK birbirimize .. evet evet ... EVLİLİK aşkımızı bitirdi " diyerek suçluluk duygunuzu bastıracaksınız!
Aslında biten AŞK değildir ama farkında değilsinizdir. Çünkü ortada aşk yoktur, EGO tatmini vardır .. Bu ego tatmininin yanına KARŞILIK BEKLEMEDEN HİSSEDİLEN SEVGİ 'yi koymamışsınızdır. Evet sadece bu eksiktir ama AŞKI AŞK yapan da bu değil mi .. Ferhat DAĞLARI Şirin için delerken, ne karşılığı bekliyordu ? Ya da Mecnun Leyla için çöllerde biçare dolaşırken ! AŞK' ta karşılık olarak sadece SEVGİ vardı r ve bu da yeterliydi onlar için !
Şirin, Ferhat'a "Beni seviyorsan git dağları del" mi demişti ki ? .. Hayır .. Ama evliliğin aşkı öldürdüğünü söyleyenler "beni seviyorsan ............" , "hatırım için ............" , "aşk olsun benim için bile ............." ile başlayan o kadar çok cümle kurarlar ki sayamazsınız. Bu cümlelerle istenen şeyler bir süre sonra karşı tarafça yerine getirilmezse de "EVLİLİK AŞKI BİTİRİYOR" gibi bir mantık oluşuyor. Oysa AŞK değil EGO tatmini bitiyordur bu aşamada !
Bir insan sevgisi için bu tip cümlelerle başlayan istekleri belli bir noktaya kadar yapabilir! Kimi 3 ay sabreder sevgisi için bu şartlı isteklere kimi 3 yıl kimi de 10 yıl ama bir süre sonra ipler kopar!
Bu mantığın oluşumu flört'ten başlayan bir süreç ve birliktelik evlilik ile sonuçlandıktan sonra BİZ kavramını benimseyemeyenler kişisel isteklerini BİZ kavramının önüne geçirdiği zaman da olan oluyor zaten ..
Siz siz olun her ne şekilde olursa olsun bütün birlikteliklerinizde (arkadaşlıklarınız dahil) SEVGİ' den başka karşılık beklemeyin .. karşılık beklemeden yaptığınız her davranış sizin içinizden geleni yansıtır ve bu GERÇEKTİR , hiçbir güç ve olay da bu hissi (sevgiyi) ÖLDÜREMEZ ! Aradan yıllar geçse de GERÇEK GERÇEKTİR. Belki sizi ilk günkü gibi buğulu düşüncelere sevk etmez ama ...
tozkant (29.03.2002)
21 Aralık 2009 Pazartesi
Ümit Yaşar OĞUZCAN - İki kişiye bir dünya
KARDEŞ BİLDİĞİM BURCU'NUN HEDİYE ETTİĞİ ŞİİR KİTABINDAN SEVDİĞİM BİRKAÇ SATIR... ZAMANINDA (2001 DE) OLAN KİŞİSEL WEB SİTEME DE EKLEMİŞTİM...SİTE geocities VE xoom ÜZERİNDEYDİ VE BU SİTELERLE BERABER BENİM SİTEM DE KAPANDI :))
Seninle başlayan mutlu bir sabah
Sonra upuzun, koyu bir sensizlik
O durmadan dönen eskimiş plak
Hep o yenemediğimiz çaresizlik
Ümit Yaşar OĞUZCAN - İki kişiye bir dünya
-------------------------------------------------------
Zaman gidgide uzar
60 saniye 1 dakika
60 dakika 1 saat
Se sabahın olmasına daha 5 saat var
Beklemek bir çeşit ölmek demektir
Bu ban her gece binlerce ölüm demektir..
Ümit Yaşar OĞUZCAN - İki kişiye bir dünya
-------------------------------------------------------
Ben her gece
Gözlerim tavanda bir noktaya dikilmiş
Seni düşünüyorum
Ve sen o saatlerde
Benim görmediğim rüyaları görüyorsun
Her gece sen
Çaresizlik gibi
Cinnet gibi kanıma giriyorsun
Ümit Yaşar OĞUZCAN - İki kişiye bir dünya
--------------------------------------------------------
Bütün sokaklarında bu şehrin sana koşuyorum
Seni soruyorum gelip geçene
Görmedik diyorlar
Anlamıyorlar seni nasıl özlediğimi
Nasıl sevdiğimi bilmiyorlar
Volkanlar tutşuyor
Ormanlar yanıyor içimde
Her gece milyonların uyuduğu bir anda
Devler uyanıyor içimde
Ümit Yaşar OĞUZCAN - İki kişiye bir dünya
--------------------------------------------------------
Her gece sen giresin rüyalarıma,
Her gece sen
Paramparça olur uykularım
Karanlığın en koyulaştığı yerde
Kapımın çalındığını duyuyorum
Açınca soğuk bir rüzgar çarpar yüzüme
Sen yoksun
Kilitlenir dudaklarım
Ümit Yaşar OĞUZCAN - İki kişiye bir dünya
Seninle başlayan mutlu bir sabah
Sonra upuzun, koyu bir sensizlik
O durmadan dönen eskimiş plak
Hep o yenemediğimiz çaresizlik
Ümit Yaşar OĞUZCAN - İki kişiye bir dünya
-------------------------------------------------------
Zaman gidgide uzar
60 saniye 1 dakika
60 dakika 1 saat
Se sabahın olmasına daha 5 saat var
Beklemek bir çeşit ölmek demektir
Bu ban her gece binlerce ölüm demektir..
Ümit Yaşar OĞUZCAN - İki kişiye bir dünya
-------------------------------------------------------
Ben her gece
Gözlerim tavanda bir noktaya dikilmiş
Seni düşünüyorum
Ve sen o saatlerde
Benim görmediğim rüyaları görüyorsun
Her gece sen
Çaresizlik gibi
Cinnet gibi kanıma giriyorsun
Ümit Yaşar OĞUZCAN - İki kişiye bir dünya
--------------------------------------------------------
Bütün sokaklarında bu şehrin sana koşuyorum
Seni soruyorum gelip geçene
Görmedik diyorlar
Anlamıyorlar seni nasıl özlediğimi
Nasıl sevdiğimi bilmiyorlar
Volkanlar tutşuyor
Ormanlar yanıyor içimde
Her gece milyonların uyuduğu bir anda
Devler uyanıyor içimde
Ümit Yaşar OĞUZCAN - İki kişiye bir dünya
--------------------------------------------------------
Her gece sen giresin rüyalarıma,
Her gece sen
Paramparça olur uykularım
Karanlığın en koyulaştığı yerde
Kapımın çalındığını duyuyorum
Açınca soğuk bir rüzgar çarpar yüzüme
Sen yoksun
Kilitlenir dudaklarım
Ümit Yaşar OĞUZCAN - İki kişiye bir dünya
KADINLARI ANLAMAK ZOR
Öperseniz beyefendi değilsinizdir,
Öpmezseniz adam değilsiniz.
İltifat edersiniz yalan der
Etmezseniz bırakır gider.
Her isteğine evet derseniz karaktersiz olursunuz
Karşı çıkarsanız anlayışsız.
Çok yanına giderseniz sıkıldım der
Az giderseniz küser.
İyi giyinirseniz çapkınsın der
Dikkat etmezseniz zevksizlikle suçlar.
Kıskanırsınız huyun kötü der
Kıskanmazsınız sevmiyorsun der.
Siz bir dakika geç kalın kıyamet kopar
Kendisi bir saat gecikirse bunda ne var olur.
Arkadaşınızla buluşursunuz adı ihmal olur
O buluşur "Bizim kızlar" olur.
Siz baska kadına bakacak olsanız gözleriniz oyulur
Baska bir adam ona baktığında adı hayranlık konur.
Konustuğunuz anda dinlemenizi ister
Dinlediğiniz anda "Neden konuşmuyorsun?" der
Kısacası...
Sade ama çok karışık.
Zayıf gibi ama çok güçlü.
Akıl karıstıran ama hayranlık uyandıran.
Insanı çıldırtan ama mükemmel!
Çok güzelse nadiren sadık
Çok sadıksa da nadiren güzel
...
ALINTIDIR...
Öpmezseniz adam değilsiniz.
İltifat edersiniz yalan der
Etmezseniz bırakır gider.
Her isteğine evet derseniz karaktersiz olursunuz
Karşı çıkarsanız anlayışsız.
Çok yanına giderseniz sıkıldım der
Az giderseniz küser.
İyi giyinirseniz çapkınsın der
Dikkat etmezseniz zevksizlikle suçlar.
Kıskanırsınız huyun kötü der
Kıskanmazsınız sevmiyorsun der.
Siz bir dakika geç kalın kıyamet kopar
Kendisi bir saat gecikirse bunda ne var olur.
Arkadaşınızla buluşursunuz adı ihmal olur
O buluşur "Bizim kızlar" olur.
Siz baska kadına bakacak olsanız gözleriniz oyulur
Baska bir adam ona baktığında adı hayranlık konur.
Konustuğunuz anda dinlemenizi ister
Dinlediğiniz anda "Neden konuşmuyorsun?" der
Kısacası...
Sade ama çok karışık.
Zayıf gibi ama çok güçlü.
Akıl karıstıran ama hayranlık uyandıran.
Insanı çıldırtan ama mükemmel!
Çok güzelse nadiren sadık
Çok sadıksa da nadiren güzel
...
ALINTIDIR...
20 Aralık 2009 Pazar
Aynı adamların bugün neden KARGAŞA ve KAOS için çabaladığını anlayamıyorum...
TÜRKİYE BU SORUNLARA DAHA FAZLA SUSKUN KALAMAZ; TÜRKİYE BU SORUNLARLA DAHA FAZLA BİR ARADA YAŞAYAMAZ...
Huzur, Hoşgörü ve İç Barış Tüm Yurttaşlarımızın Ortak Özlemidir...
Türkiye Çok Kültürlü, Etnik Çoğul Bir Toplumdur...
Kürt Sorunun Aşılması, Kürt Kimliğinin Tanınması Iç Barışa Giden Yolları Döşeyecektir... Çözüm; Çoğulcu Demokrasi, Hukukun Üstünlüğü, İnsan Hakları ve Eşitlikdir...
Teröre Doğrudan Bulaşmamış Olanlara Genel Af Çıkmalıdır: Çözüm; Etnik Duyarlılıklara Demokratik Çözüm Sağlanması, Kürt Kimliğinin Tanınmasıdır...
HÜKÜMETİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ...
CHP olarak, bu konularda Hükümeti derhal göreve çağırıyoruz İlgili Bakanların derhal Tunceli'ye ve ülkemizin bu kriz bölgesine giderek duruma el koymalarını; devletin şefkatli, sıcak, barışçı yüzünü yurttaşlarına yöneltmesini bekliyoruz... Yurttaşlarımızın hayatını karartmakta olan Devlet ayıbına, insanlık ayıbına, insan hakları ihlallerine son verilmesini talep ediyoruz... Yörede demokrasinin ayağa kaldırılmasını, eşitsizliklerin giderilmesini, iç barışın sağlanmasını bekliyoruz…
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yukarıdaki satırlar CHP nin 1996 daki Tunceli ve çevresine dair raporundan bazı alıntılardır..
Ben bunları söyleyen aynı adamların bugün neden KARGAŞA ve KAOS için çabaladığını anlayamadığım gibi bu kadar aleni YALAN SÖYLENİP , İKİYÜZLÜLÜK yapılamaz demeden de geçemiyorum..
Raporun tamamı aşağıdaki linkten yüklenebilir.. İçinde neler var neler.. Yukarıdakiler 25 sayfalık rapordan sadece birkaç satır...
tzkn.. tozkan... tozkant...
CHP TUNCELİ RAPORU(22-24 EKİM 1996)
http://chp.org.tr/Files/Tunceli%20Raporu.doc
veya
www.chp.org.tr adresine girdikten sonra soldaki menüden RAPORLAR ardından da DOSYA ARŞİVİ tıklanır.. Gelen listeden de en altta CHP TUNCELİ RAPORU(22-24 EKİM 1996) 'nu bulup yükleyebilirsiniz..
Huzur, Hoşgörü ve İç Barış Tüm Yurttaşlarımızın Ortak Özlemidir...
Türkiye Çok Kültürlü, Etnik Çoğul Bir Toplumdur...
Kürt Sorunun Aşılması, Kürt Kimliğinin Tanınması Iç Barışa Giden Yolları Döşeyecektir... Çözüm; Çoğulcu Demokrasi, Hukukun Üstünlüğü, İnsan Hakları ve Eşitlikdir...
Teröre Doğrudan Bulaşmamış Olanlara Genel Af Çıkmalıdır: Çözüm; Etnik Duyarlılıklara Demokratik Çözüm Sağlanması, Kürt Kimliğinin Tanınmasıdır...
HÜKÜMETİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ...
CHP olarak, bu konularda Hükümeti derhal göreve çağırıyoruz İlgili Bakanların derhal Tunceli'ye ve ülkemizin bu kriz bölgesine giderek duruma el koymalarını; devletin şefkatli, sıcak, barışçı yüzünü yurttaşlarına yöneltmesini bekliyoruz... Yurttaşlarımızın hayatını karartmakta olan Devlet ayıbına, insanlık ayıbına, insan hakları ihlallerine son verilmesini talep ediyoruz... Yörede demokrasinin ayağa kaldırılmasını, eşitsizliklerin giderilmesini, iç barışın sağlanmasını bekliyoruz…
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Yukarıdaki satırlar CHP nin 1996 daki Tunceli ve çevresine dair raporundan bazı alıntılardır..
Ben bunları söyleyen aynı adamların bugün neden KARGAŞA ve KAOS için çabaladığını anlayamadığım gibi bu kadar aleni YALAN SÖYLENİP , İKİYÜZLÜLÜK yapılamaz demeden de geçemiyorum..
Raporun tamamı aşağıdaki linkten yüklenebilir.. İçinde neler var neler.. Yukarıdakiler 25 sayfalık rapordan sadece birkaç satır...
tzkn.. tozkan... tozkant...
CHP TUNCELİ RAPORU(22-24 EKİM 1996)
http://chp.org.tr/Files/Tunceli%20Raporu.doc
veya
www.chp.org.tr adresine girdikten sonra soldaki menüden RAPORLAR ardından da DOSYA ARŞİVİ tıklanır.. Gelen listeden de en altta CHP TUNCELİ RAPORU(22-24 EKİM 1996) 'nu bulup yükleyebilirsiniz..
19 Aralık 2009 Cumartesi
2010 mali takvimi..
2010 yılı için mali takvim..
Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)
Petrol ve Doğalgaz Ürünlerine İlişkin Özel Tüketim Vergisinin Beyanı ve Ödemesi
Noterlerce Yapılan Makbuz Karşılığı Ödemelere Ait Bildirimlerin Verilmesi ve Ödenmesi
Kolalı Gazoz, Alkollü İçecekler ve Tütün Mamullerine İlişkin Özel Tüketim Vergisinin Beyanı ve Ödemesi
Dayanıklı Tüketim ve Diğer Mallara İlişkin Özel Tüketim Vergisinin Beyanı ve Ödemesi
Motorlu Taşıt Araçlarına İlişkin Özel Tüketim Vergisinin (Tescile Tabi Olmayanlar) Beyanı ve Ödemesi
Özel İletişim Vergisinin Beyanı ve Ödemesi
Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisinin Beyanı ve Ödemesi
Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Kesintisi Bildirimi ve Ödemesi
Şans Oyunları Vergisinin Beyanı ve Ödemesi
İlan ve Reklam Vergisinin Beyanı ve Ödemesi
Gelir Vergisi Stopajı’nın Muhtasar Beyanname ile Beyanı Ait İstihkaktan Kesinti Suretiyle Tahsil Edilen Damga Vergisi ile Sürekli Mükellefiyeti Bulunanlar İçin Makbuz Karşılığı Ödenmesi Gereken Damga Vergisinin Beyanı
Katma Değer Vergisinin Ödemesi
Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinin Verilmesi
SSK Sigorta Primlerinin Ödemesi
Bağ-Kur Sigortalılarının Sigorta Primi ve Sağlık Sigorta Primlerinin Ödemesi
Kurumlar Vergisi Beyannamesinin Verilmesi
vesaire.....
MALİ TAKVİM İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKİ KULLANABİLİRSİNİZ..
http://www.gib.gov.tr/fileadmin/user_upload/yayinlar/vergitakvimi2010.pdf
18 Aralık 2009 Cuma
1929 buhranı ve günümüz arasında en ufak benzerlik yok.. çözümü çok daha basit ..
2008 ekimde mail listeme yolladığım bir yazı..
Kendimce kriz değerlendirmem ile konuyla alakalı bitirme tezim mevcut...
1929 lardaki eknomik sistem, 29 lara kadar ilahi güç merkezli (dini temellere dayanan) klasik arz yönlü iktisatla yaşamıştı..
Fakat zamanla nufusa ve teknolojinin gelişimine bağlı talep de ekonomide etken rol oynamaya başladı ..
29 daki buhran da zaten ihmal edilen talep yönünü ortaya koydu ekonominin..
70 ler ise gelişen toplum,artan nufus, hızlı teknolojik gelişim, siyasi çekişmeler, soğuk savaş ekonomisi ve bilgi çağının getirdiği kaosun sonucuydu...
Bu dönemde de keynesyen ekonomiye ilaveler yapılp Neo-Keynesyen ekonomi şekillendi..
Günümüze gelince .. (önce kısa bir bilgi)
Basitçe bir kural vardır ekonomi doktirininde "değeri malın miktarı yanında gereksinmenin şiddet derecesi belirler" ve ekonomi okuyanlar bilir banko sorudur ve temel taşıdır ekonominin..
"Miktar" (arz yönünü) , "gereksinmenin şiddeti" de o mala olan talebi belirler ve ikisi kesişince de DEĞER (fiyat doğar) oluşur.. Böylece basit anlamda ekonomik denge kurulmuş olur..
Fakat artık düzen değişti..
Arz sabit.. gereksinme de aynı kalmasına rağmen fiyatlar alıp başını gidebiliyor..
Bunu siz de biliyorsunuz PETROL'ün 5 yılda 25 usd'den 90 usd'ye oradan da 8 ayda 150 usd ye çıkmasını.. hele hele son 8 ayda 150 usd ye çıkması tamamen arz ve talep dışındaki bir durum.. (spekülatif işlem yapan birkaç kişi yakalandı zaten)
yani fiyat artık ARZ ve TALEBİN kesiştiği yerde oluşmuyor !!!! Patrona maksimum kar getirecek yerde oluşuyor..
Şu andaki kriz de bundan çıktı..
Yani fiyatın oluşmasını sağlayan üçüncü etkenin başı boşluğundan..
ABD de 700 milyar dolarlık paketin halkı da kısmen dahil eden bir revizyonla zorla kabul edilmesinin sebebi de bu ! VAHŞİCE MAKSİMUM KAR DUYGUSU'na kapılmış sermaye sahiplerinin GÜNAHINI halka ödetmemek.. (ödüyorlar da ) şirin gözükmek lazım :)
OPEC açıklıyor arz aynı.. Talepte artış yok.. Ama petrol fırlıyor..
Prinç arzı yeterli extra talep yok ama prinç 3 e 4 e katlanıyor..
Altın arzı yeterli talep de yeterli ama günlük %5 -10 değer artabiliyor..
Etrafınıza bakınca siz de görüyorsunuz..
Arz ve talep artık fiyat oluşturmuyor..
Gücü elinde bulunduran patronlar fiyatı oluşturuyor..
Borsa da aynı..
Neden borsalarda kaybeden hep vatandaştır sorusunun cevabı da bu zaten...
Bakıyorsunuz şirketin değeri 1 trilyon..
Borsaya açık hisse senedi %30 ve oluşan borsa değeri 600 milyar. Aslında şirketin borsadaki değeri 300 milyar olmalı değil mi (1trilyon x %30). Hadi prim yapsın 400 olsun.. Çünkü şirket kepengi indirse hisse sahiplerinin parası ancak karşılanır.. Ama kazın ayağı öyle değil. SPEKÜLATİF olarak PATONLAR-PARA BABALARI olmadık seviyelere çıkarıp kazları (küçük yarırımcıyı) böyle söğüşlüyor..
ABD de olan da bu ..
Artık açığa işlemler öyle büyüdü ki ekonomiye yeni giren küçük kazlar büyük yeni köpükler oluşturamıyor..
Dolayısıyla para babalarının açığa yaptıkları bu manipilasyonları vadelerinde yerine geitremiyorlar..
Havlu atıyorlar..
Özeti bu ..
Kontrolsüz güç güç değildir sözü boşa söylenmemiş..
AÇ GÖZLÜ müteşebbislerin KONROLSÜZ KAR GÜDÜLERİ sonucu buraya getirdi..
Bu aç gözlü müteşebbisler de nedense hep yahudi asıllı , bilmem dikkatinizi çekti mi..
Krizin çözümü çok basit ve MÜTEŞEBBİSİN uçsuz bucaksız bir şekilde alıp başını gitmemesi gerektiğini biliyorlar ..
Mesela Microsoftun büyümesine izin verilmiyor.. Hatta bölüyorlar.. Ama zor bu aç gözlüleri KONTROL altında tutmak.. yahudiler kontrol edilmeyi sevmez.. İstemez.. Kontrol eden olma rolü onlarındır :))
Bu krizin aynısı denilebilecek bir ekonomik kaos nizde 2001 de patladı..
Bankaların içi boş dendi.. Mevduatlar uçtu dendi..
Mesela UZAN lar ne yaptı.. Olmayan hazine bonosunu sattı..
Mevduat topladı ama kayıt dışı tuttu.. (2 li kayıt sistemi kurdu )
Vatandaş gelip 100 lira yatırdı mevduata.. banka 10 lirasını resmi gösterdi.. 90 lira ofshore hesaplara ..
grup şirketlerine.. özel işlere.. vesaire gitti ..
Gün geldi vatandaş(lar)i ver paramı dedi .. banka da al 10 liranı dedi kıyamet koptu..
Birçok mevduat sahibi parasını birden isteyince kasa bomboş olduğundan İFLAS bayrağını çektiler ödeyemediler paralarını vatandaşın..
Bazı bankalar da grup şirketlerine BATIK kredi kullandırdı vatandaşın parasını .. Bile bile hemde..
Vesaire.. uzun hikaye yani..
Ama ders çıkarıldı ve şimdi rasyosu tutmayan banka hemen hesaba çekiliyor.. taviz "0" ..
Neyse sadede gelelim..
Herşey gün gibi ortadayken 1929 senaryosu yazılıyor ..
Hele hele bizim "bu Ülke bombok olsun ama benim olsun" diyen şerefsizlerimiz ELLERİNİ OVUŞTURUYOR..
Aha şimdi batacağız yine oyun sahamız , çiftliğimiz bizim olacak diye ..
10'ar yıllık periyottaki darbe girişimleri herşeye rağmen olmadı ama şimdi umutları küresel kriz..
Fakat 1929 buhranı ile 70'lerin petrol krizi de çok farklı..
Biz bugünkü küresel krizin aynısını 2001 de yaşadık..
Ve bence bugünlerdeki küresel krizin 29 buhranıyla alakası yok .. ki yukarda anlattım kısaca (kısa mı acaba)
Şöyle diyelim : Güneş ve ay arasındaki fark ne kadar keskin ise bu ekonomik 1929 ile günümüz krisi arasındaki fark da o..
Artık arz ve talep eğrilerinin yanına bir de müteşebbisin kar güdüsü eğrisi ile fren (kontrol)doğrusu eklenmeli :)
Günümüz ekonomik yapısını anlamak için ARZ ve TALEP yönlü iktisadın ve temel varsayımlarını bilmek lazım ..
Aşağıda 5 alternatif servere eklediğim küçük dosya (bitirme tezim) bunun üzerine hazırlanmıştı ..
İsteyen yükleyebilir..
FREEE : 1,6 mb
http://www.turboupload.com/z1bwb08a5set/Klasik(arz)_iktisattan_keynes(talep)_iktisadina_dogru.pdf.html
http://www.megaupload.com/?d=LN0ZVO04
http://rapidshare.com/files/322338851/Klasik_arz__iktisattan_keynes_talep__iktisadina_dogru.pdf.html
Sürç-ü lisan ettiysem affola :)
Afetmeyenlerle bilahare görüşürüz :))
tozkan
Kendimce kriz değerlendirmem ile konuyla alakalı bitirme tezim mevcut...
From: txxxxx@hotmail.com
Subject: 1929 buhranı ve günümüz arasında en ufak benzerlik yok.. çözümü çok daha basit ..
Date: Fri, 3 Oct 2008 07:49:38 +0000
Subject: 1929 buhranı ve günümüz arasında en ufak benzerlik yok.. çözümü çok daha basit ..
Date: Fri, 3 Oct 2008 07:49:38 +0000
1929 lardaki eknomik sistem, 29 lara kadar ilahi güç merkezli (dini temellere dayanan) klasik arz yönlü iktisatla yaşamıştı..
Fakat zamanla nufusa ve teknolojinin gelişimine bağlı talep de ekonomide etken rol oynamaya başladı ..
29 daki buhran da zaten ihmal edilen talep yönünü ortaya koydu ekonominin..
70 ler ise gelişen toplum,artan nufus, hızlı teknolojik gelişim, siyasi çekişmeler, soğuk savaş ekonomisi ve bilgi çağının getirdiği kaosun sonucuydu...
Bu dönemde de keynesyen ekonomiye ilaveler yapılp Neo-Keynesyen ekonomi şekillendi..
Günümüze gelince .. (önce kısa bir bilgi)
Basitçe bir kural vardır ekonomi doktirininde "değeri malın miktarı yanında gereksinmenin şiddet derecesi belirler" ve ekonomi okuyanlar bilir banko sorudur ve temel taşıdır ekonominin..
"Miktar" (arz yönünü) , "gereksinmenin şiddeti" de o mala olan talebi belirler ve ikisi kesişince de DEĞER (fiyat doğar) oluşur.. Böylece basit anlamda ekonomik denge kurulmuş olur..
Fakat artık düzen değişti..
Arz sabit.. gereksinme de aynı kalmasına rağmen fiyatlar alıp başını gidebiliyor..
Bunu siz de biliyorsunuz PETROL'ün 5 yılda 25 usd'den 90 usd'ye oradan da 8 ayda 150 usd ye çıkmasını.. hele hele son 8 ayda 150 usd ye çıkması tamamen arz ve talep dışındaki bir durum.. (spekülatif işlem yapan birkaç kişi yakalandı zaten)
yani fiyat artık ARZ ve TALEBİN kesiştiği yerde oluşmuyor !!!! Patrona maksimum kar getirecek yerde oluşuyor..
Şu andaki kriz de bundan çıktı..
Yani fiyatın oluşmasını sağlayan üçüncü etkenin başı boşluğundan..
ABD de 700 milyar dolarlık paketin halkı da kısmen dahil eden bir revizyonla zorla kabul edilmesinin sebebi de bu ! VAHŞİCE MAKSİMUM KAR DUYGUSU'na kapılmış sermaye sahiplerinin GÜNAHINI halka ödetmemek.. (ödüyorlar da ) şirin gözükmek lazım :)
OPEC açıklıyor arz aynı.. Talepte artış yok.. Ama petrol fırlıyor..
Prinç arzı yeterli extra talep yok ama prinç 3 e 4 e katlanıyor..
Altın arzı yeterli talep de yeterli ama günlük %5 -10 değer artabiliyor..
Etrafınıza bakınca siz de görüyorsunuz..
Arz ve talep artık fiyat oluşturmuyor..
Gücü elinde bulunduran patronlar fiyatı oluşturuyor..
Borsa da aynı..
Neden borsalarda kaybeden hep vatandaştır sorusunun cevabı da bu zaten...
Bakıyorsunuz şirketin değeri 1 trilyon..
Borsaya açık hisse senedi %30 ve oluşan borsa değeri 600 milyar. Aslında şirketin borsadaki değeri 300 milyar olmalı değil mi (1trilyon x %30). Hadi prim yapsın 400 olsun.. Çünkü şirket kepengi indirse hisse sahiplerinin parası ancak karşılanır.. Ama kazın ayağı öyle değil. SPEKÜLATİF olarak PATONLAR-PARA BABALARI olmadık seviyelere çıkarıp kazları (küçük yarırımcıyı) böyle söğüşlüyor..
ABD de olan da bu ..
Artık açığa işlemler öyle büyüdü ki ekonomiye yeni giren küçük kazlar büyük yeni köpükler oluşturamıyor..
Dolayısıyla para babalarının açığa yaptıkları bu manipilasyonları vadelerinde yerine geitremiyorlar..
Havlu atıyorlar..
Özeti bu ..
Kontrolsüz güç güç değildir sözü boşa söylenmemiş..
AÇ GÖZLÜ müteşebbislerin KONROLSÜZ KAR GÜDÜLERİ sonucu buraya getirdi..
Bu aç gözlü müteşebbisler de nedense hep yahudi asıllı , bilmem dikkatinizi çekti mi..
Krizin çözümü çok basit ve MÜTEŞEBBİSİN uçsuz bucaksız bir şekilde alıp başını gitmemesi gerektiğini biliyorlar ..
Mesela Microsoftun büyümesine izin verilmiyor.. Hatta bölüyorlar.. Ama zor bu aç gözlüleri KONTROL altında tutmak.. yahudiler kontrol edilmeyi sevmez.. İstemez.. Kontrol eden olma rolü onlarındır :))
Bu krizin aynısı denilebilecek bir ekonomik kaos nizde 2001 de patladı..
Bankaların içi boş dendi.. Mevduatlar uçtu dendi..
Mesela UZAN lar ne yaptı.. Olmayan hazine bonosunu sattı..
Mevduat topladı ama kayıt dışı tuttu.. (2 li kayıt sistemi kurdu )
Vatandaş gelip 100 lira yatırdı mevduata.. banka 10 lirasını resmi gösterdi.. 90 lira ofshore hesaplara ..
grup şirketlerine.. özel işlere.. vesaire gitti ..
Gün geldi vatandaş(lar)i ver paramı dedi .. banka da al 10 liranı dedi kıyamet koptu..
Birçok mevduat sahibi parasını birden isteyince kasa bomboş olduğundan İFLAS bayrağını çektiler ödeyemediler paralarını vatandaşın..
Bazı bankalar da grup şirketlerine BATIK kredi kullandırdı vatandaşın parasını .. Bile bile hemde..
Vesaire.. uzun hikaye yani..
Ama ders çıkarıldı ve şimdi rasyosu tutmayan banka hemen hesaba çekiliyor.. taviz "0" ..
Neyse sadede gelelim..
Herşey gün gibi ortadayken 1929 senaryosu yazılıyor ..
Hele hele bizim "bu Ülke bombok olsun ama benim olsun" diyen şerefsizlerimiz ELLERİNİ OVUŞTURUYOR..
Aha şimdi batacağız yine oyun sahamız , çiftliğimiz bizim olacak diye ..
10'ar yıllık periyottaki darbe girişimleri herşeye rağmen olmadı ama şimdi umutları küresel kriz..
Fakat 1929 buhranı ile 70'lerin petrol krizi de çok farklı..
Biz bugünkü küresel krizin aynısını 2001 de yaşadık..
Ve bence bugünlerdeki küresel krizin 29 buhranıyla alakası yok .. ki yukarda anlattım kısaca (kısa mı acaba)
Şöyle diyelim : Güneş ve ay arasındaki fark ne kadar keskin ise bu ekonomik 1929 ile günümüz krisi arasındaki fark da o..
Artık arz ve talep eğrilerinin yanına bir de müteşebbisin kar güdüsü eğrisi ile fren (kontrol)doğrusu eklenmeli :)
Günümüz ekonomik yapısını anlamak için ARZ ve TALEP yönlü iktisadın ve temel varsayımlarını bilmek lazım ..
Aşağıda 5 alternatif servere eklediğim küçük dosya (bitirme tezim) bunun üzerine hazırlanmıştı ..
İsteyen yükleyebilir..
FREEE : 1,6 mb
http://www.turboupload.com/z1bwb08a5set/Klasik(arz)_iktisattan_keynes(talep)_iktisadina_dogru.pdf.html
http://www.megaupload.com/?d=LN0ZVO04
http://rapidshare.com/files/322338851/Klasik_arz__iktisattan_keynes_talep__iktisadina_dogru.pdf.html
Sürç-ü lisan ettiysem affola :)
Afetmeyenlerle bilahare görüşürüz :))
tozkan
Farkında olmayabilirsin ama %100 doğru:
Farkında olmayabilirsin ama %100 doğru:
1. Bu dünyada uğrunda ölebileceğin en az iki kişi vardır.
2. En azından 15 kişi öyle ya da böyle seni seviyordur.
3. Herhangi birinin senden nefret edebilmesinin tek sebebei, aslında sadece senin gibi olmak istemesidir.
4. Senden gelecek bir gülümseme bazılarına mutluluk getirebilir, o senden hoşlanmasa bile.
5. Her gece, birisi uykuya dalmadan önce seni düşünüyor.
6. Birisi için dünyalara bedelsin.
7. Çok özel ve teksin.
8. Varlığını bile bilmediğin biri seni seviyor.
9. Hayatındaki en büyük hatayı yaptığın zamanda bile, ondan hayırlı birşey çıkar.
10. Ne zaman dünya sana sırtını dönmüş gibi hissedersen, dön ve bir daha bak.
11. Her zaman aldığın iltifatları hatırla. Kaba sözlerin hepsini unut.
1. Bu dünyada uğrunda ölebileceğin en az iki kişi vardır.
2. En azından 15 kişi öyle ya da böyle seni seviyordur.
3. Herhangi birinin senden nefret edebilmesinin tek sebebei, aslında sadece senin gibi olmak istemesidir.
4. Senden gelecek bir gülümseme bazılarına mutluluk getirebilir, o senden hoşlanmasa bile.
5. Her gece, birisi uykuya dalmadan önce seni düşünüyor.
6. Birisi için dünyalara bedelsin.
7. Çok özel ve teksin.
8. Varlığını bile bilmediğin biri seni seviyor.
9. Hayatındaki en büyük hatayı yaptığın zamanda bile, ondan hayırlı birşey çıkar.
10. Ne zaman dünya sana sırtını dönmüş gibi hissedersen, dön ve bir daha bak.
11. Her zaman aldığın iltifatları hatırla. Kaba sözlerin hepsini unut.
alıntı !!!!
500 Days Of Summer (Aşkın 500 Günü TR_ALTYAZILI )
Komedi niyetine izledim :))
Şimdiye kadar izlediğim en inginç filmdi..
Birçok film seyirciyi aldatmak ve hep şüphe, tereddütte bırakarak sözde heyacanı son saniyeye taşımak üzerine kurgulanmışken burada bu yok :))
Filmin başında söylendiği gibi AŞK filmi değil bu !
Zaten aşka nerden baktığınıza göre değiştiğini de ispatlıyor..
En başta gösterilen 500. günden alıntı zaten filmin sonunda bunu size ispatlayacak..
Film finalde KADER YOKTUR diyor, ama bence KADER den kaçış olmadığını ispatlıyor.. Bunun haricinde bir tezat yok zaten..
En basitinden "Yaz"'dan sonra "Sonbahar" ın gelmesi de kaderin belli cilvesi değil mi ?
Fakat biraz acıtıcı yanı da yok değil, bu açıdan da ROMANTİK KOMEDİ nitelemesine pek uymuyor.. Ben gülecek bişi bulamadım belki de ondan :))
500 gün bir şekilde geçiyor, sonuçta elinide acı kırıntılar, hüzün ve yeninden yeni başlangıç ihtiyacı kalıyor.. İşte burada insanın aklına şu soru geliyor DOĞRU İNSAN var mı?
YOKKKKK!! ..
Hele hele bir kız için "doğru erkek" var mı sorusu "CUK" diye cevabını buluyor..
"YOK"
Bir sabah bakmışsın DÜNKÜ kız gitmiş BAMBAŞKA bir kız gelmiş..
Al sana onca zaman DOĞRU ERKEK olma çabasının sonucu :)) tak sepeti koluna hadi sana güle güle :))
İyisi mi bayanları ANLAMAYA çalışarak hayatı heba etmeden ANI YAŞAMAK ve cesurca içinizdeki talepleri dışa vurmak lazım ... İsteyenin bir yüzü kara vermeyen zenci :))
Filmin kıssadan hissesi : "KIZLAR GECE AY'A GÜNDÜZ GÜNEŞ'E BAKAR" ..
anlayanlar anlamayanlara anlatsın :))
tozkan
İzlemek isteyenler aşağıdaki linklere baksın :))
2 Ayrı server yüklenmiştir.. Herhangi birinden yüklenebilir.. Dosya boyutu 396 MB dır ..
HOTFILE (tek dosya)
500 Days Of Summer (Aşkın 500 Günü TR_ALTYAZILI )
http://hotfile.com/dl/20823770/bce5fef/500_Days_Of_Summer-Askin_500_Gunu_TR_ALTYAZILI.rar.html
MEGASHARES (tek dosya - getriht , flashget gibi download programı kullanılabilir)
500 Days Of Summer (Aşkın 500 Günü TR_ALTYAZILI )
http://d01.megashares.com/dl/eda808b/500_Days_Of_Summer-Askin_500_Gunu_TR_ALTYAZILI.rar
Şimdiye kadar izlediğim en inginç filmdi..
Birçok film seyirciyi aldatmak ve hep şüphe, tereddütte bırakarak sözde heyacanı son saniyeye taşımak üzerine kurgulanmışken burada bu yok :))
Filmin başında söylendiği gibi AŞK filmi değil bu !
Zaten aşka nerden baktığınıza göre değiştiğini de ispatlıyor..
En başta gösterilen 500. günden alıntı zaten filmin sonunda bunu size ispatlayacak..
Film finalde KADER YOKTUR diyor, ama bence KADER den kaçış olmadığını ispatlıyor.. Bunun haricinde bir tezat yok zaten..
En basitinden "Yaz"'dan sonra "Sonbahar" ın gelmesi de kaderin belli cilvesi değil mi ?
Fakat biraz acıtıcı yanı da yok değil, bu açıdan da ROMANTİK KOMEDİ nitelemesine pek uymuyor.. Ben gülecek bişi bulamadım belki de ondan :))
500 gün bir şekilde geçiyor, sonuçta elinide acı kırıntılar, hüzün ve yeninden yeni başlangıç ihtiyacı kalıyor.. İşte burada insanın aklına şu soru geliyor DOĞRU İNSAN var mı?
YOKKKKK!! ..
Hele hele bir kız için "doğru erkek" var mı sorusu "CUK" diye cevabını buluyor..
"YOK"
Bir sabah bakmışsın DÜNKÜ kız gitmiş BAMBAŞKA bir kız gelmiş..
Al sana onca zaman DOĞRU ERKEK olma çabasının sonucu :)) tak sepeti koluna hadi sana güle güle :))
İyisi mi bayanları ANLAMAYA çalışarak hayatı heba etmeden ANI YAŞAMAK ve cesurca içinizdeki talepleri dışa vurmak lazım ... İsteyenin bir yüzü kara vermeyen zenci :))
Filmin kıssadan hissesi : "KIZLAR GECE AY'A GÜNDÜZ GÜNEŞ'E BAKAR" ..
anlayanlar anlamayanlara anlatsın :))
tozkan
İzlemek isteyenler aşağıdaki linklere baksın :))
2 Ayrı server yüklenmiştir.. Herhangi birinden yüklenebilir.. Dosya boyutu 396 MB dır ..
HOTFILE (tek dosya)
500 Days Of Summer (Aşkın 500 Günü TR_ALTYAZILI )
http://hotfile.com/dl/20823770/bce5fef/500_Days_Of_Summer-Askin_500_Gunu_TR_ALTYAZILI.rar.html
MEGASHARES (tek dosya - getriht , flashget gibi download programı kullanılabilir)
500 Days Of Summer (Aşkın 500 Günü TR_ALTYAZILI )
http://d01.megashares.com/dl/eda808b/500_Days_Of_Summer-Askin_500_Gunu_TR_ALTYAZILI.rar

KAYAHAN'IN 13 ALBÜM 117 PARCASI..
KAYAHAN'IN 13 ALBÜM 117 PARCASI..
Karışık indirebilirsiniz, parçalar birbiri ile uyumludur (200 + 200 + 32 mb)
Kayahan - Beni Azat Et - Beni Azat Et
Kayahan - Beni Azat Et - Gel Be
Kayahan - Beni Azat Et - Gomec
Kayahan - Beni Azat Et - Her An
Kayahan - Beni Azat Et - Her Yerde Ayni
Kayahan - Beni Azat Et - Ilk Degil
Kayahan - Beni Azat Et - Uc Nokta
Kayahan - Beni Azat Et - Yine Sise Bitecek
Kayahan - Beni Azat Et - Yine Sise Bitecek
Kayahan - Benim Penceremden - Allahim Neydi Gunahim
Kayahan - Benim Penceremden - Anla Halimden
Kayahan - Benim Penceremden - Ben Anadolu Cocuguyum
Kayahan - Benim Penceremden - Bir Garip Sece
Kayahan - Benim Penceremden - Devami Var
Kayahan - Benim Penceremden - Kizil Siyah Bulutlar
Kayahan - Benim Penceremden - Ruzgar Gibi Gecti
Kayahan - Benim Penceremden - Unutma (Remix)
Kayahan - Benim Penceremden - Unutma
Kayahan - Benim Sarkilarim - Acikmisim Sevgine
Kayahan - Benim Sarkilarim - Esmer Gunler
Kayahan - Benim Sarkilarim - Geceler
Kayahan - Benim Sarkilarim - Gunesli Bir Resim Ciz Bana
Kayahan - Benim Sarkilarim - Iskelede Sandalim
Kayahan - Benim Sarkilarim - Kac Kere
Kayahan - Benim Sarkilarim - Kar Taneleri
Kayahan - Benim Sarkilarim - Kiraz
Kayahan - Benim Sarkilarim - Masum Opucuk
Kayahan - Benim Sarkilarim - Olmali Olacak Istiyorum
Kayahan - Benim Sarkilarim - Onyedi Yasim Gibi
Kayahan - Benim Sarkilarim - Sokak Kedisi
Kayahan - Benim Sarkilarim - Uskudar
Kayahan - Benim Sarkilarim - Yagmur
Kayahan - Canimin Yapraklari - Ask Bayraklari
Kayahan - Canimin Yapraklari - Ben De Insanim
Kayahan - Canimin Yapraklari - Eyvah
Kayahan - Canimin Yapraklari - Herseyden Cok
Kayahan - Canimin Yapraklari - Neler Oldu Neler
Kayahan - Canimin Yapraklari - Sana Kaldi
Kayahan - Canimin Yapraklari - Sikayetim Var
Kayahan - Emrin Olur - Artik Aglamam Lazim
Kayahan - Emrin Olur - Atin Beni Denizlere
Kayahan - Emrin Olur - Eminem
Kayahan - Emrin Olur - Emrin Olur (Enstrumantal)
Kayahan - Emrin Olur - Emrin Olur
Kayahan - Emrin Olur - Mavilim
Kayahan - Emrin Olur - Mektuplarin Eskidi
Kayahan - Emrin Olur - Sampiyon
Kayahan - Emrin Olur - Sevgilim Olmasan Da
Kayahan - Gonul Sayfam - Agustos
Kayahan - Gonul Sayfam - Aman Beni Unutma
Kayahan - Gonul Sayfam - Gonul Sayfam
Kayahan - Gonul Sayfam - Kagittan Kayiklar
Kayahan - Gonul Sayfam - Ninni
Kayahan - Gonul Sayfam - Olmem Mi Lazim
Kayahan - Gonul Sayfam - Sevdaya Mahsus
Kayahan - Gonul Sayfam - Soz Guzelim
Kayahan - Gonul Sayfam - Tek Delikli Kaval (Taslama)
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Biranonce
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Cennetkokulum
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Efendim
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Hayaladasi
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Nasilayrilacagiz(Slow)
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Olsaydim
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Olurmuolurmu
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Yelesikarlidaglar
Kayahan - Kelebegin Sansi - Acilanma
Kayahan - Kelebegin Sansi - Bin Parcayim Hasretinle
Kayahan - Kelebegin Sansi - Masal Yuzlum
Kayahan - Kelebegin Sansi - Minnacik Sevdacik
Kayahan - Kelebegin Sansi - Planci
Kayahan - Kelebegin Sansi - Seninle Herseye Varim Ben
Kayahan - Kelebegin Sansi - Vay Canim Vay
Kayahan - Ne Oldu Can - Ay Dolunaydi
Kayahan - Ne Oldu Can - Bir Ask Hikayesi
Kayahan - Ne Oldu Can - Bugun Aslinda Bayram
Kayahan - Ne Oldu Can - Buyuk Askim
Kayahan - Ne Oldu Can - Gulum Omrun Ne Kadar
Kayahan - Ne Oldu Can - Hulyam
Kayahan - Ne Oldu Can - Ne Oldu Can
Kayahan - Ne Oldu Can - Onsuz Olmuyor
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Basi Bos Saatlerde
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Beni Anlamadin Ya
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Bir Aslan Miyav Dedi
Kayahan - Odalarda Isiksizim - E Bebegim
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Icimden Geldigi Gibi
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Odalarda Isiksizim
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Sultanim
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Ve Senin Sevgin
Kayahan - Siyah Isiklar - Alinma Agliyorsam
Kayahan - Siyah Isiklar - Canim Sikiliyor Canim
Kayahan - Siyah Isiklar - Gurbette Aksam
Kayahan - Siyah Isiklar - Hep Karanlik
Kayahan - Siyah Isiklar - Mor Menekse
Kayahan - Siyah Isiklar - Senin Icin
Kayahan - Siyah Isiklar - Seviyorum
Kayahan - Siyah Isiklar - Tutamiyorum Kendimi
Kayahan - Siyah Isiklar - Ve Melankoli
Kayahan - Siyah Isiklar - Yoksun Sen
Kayahan - Son Sarkilarim - Aman
Kayahan - Son Sarkilarim - Elmanin Yarisi
Kayahan - Son Sarkilarim - Kara Saplandim
Kayahan - Son Sarkilarim - Kardesiz Senle
Kayahan - Son Sarkilarim - Ruzgari
Kayahan - Son Sarkilarim - Sabahlar Uzak
Kayahan - Son Sarkilarim - Sari Sekerim
Kayahan - Son Sarkilarim - Sensiz Olmaz Ki
Kayahan - Son Sarkilarim - Vazgecmem
Kayahan - Son Sarkilarim - Yok Arkadas
Kayahan - Yemin Ettim - Bekle Gulum
Kayahan - Yemin Ettim - Bu Gece Sen Daha Guzelsin
Kayahan - Yemin Ettim - Cilginim
Kayahan - Yemin Ettim - Gozlerin Hapsindeyim
Kayahan - Yemin Ettim - Istanbul Hatirasi
Kayahan - Yemin Ettim - Neden Olmasin
Kayahan - Yemin Ettim - Sari Saclarindan Sen Suclusun
Kayahan - Yemin Ettim - Sen Muhimsin
Kayahan - Yemin Ettim - Yemin Ettim
Karışık indirebilirsiniz, parçalar birbiri ile uyumludur (200 + 200 + 32 mb)
RAPIDSHARE
linkler kırıldı.. güncelleyeceğim..
HOTFILE (GÜNCEL: 21 ŞUBAT 2010)
Part 1
http://hotfile.com/dl/29357979/3c6357d/Kayahan-13album-117sarki.part1.rar.html
Part 2
http://hotfile.com/dl/29418308/4b87d51/Kayahan-13album-117sarki.part2.rar.html
Part 3
http://hotfile.com/dl/29419465/6ac6358/Kayahan-13album-117sarki.part3.rar.html
linkler kırıldı.. güncelleyeceğim..
HOTFILE (GÜNCEL: 21 ŞUBAT 2010)
Part 1
http://hotfile.com/dl/29357979/3c6357d/Kayahan-13album-117sarki.part1.rar.html
Part 2
http://hotfile.com/dl/29418308/4b87d51/Kayahan-13album-117sarki.part2.rar.html
Part 3
http://hotfile.com/dl/29419465/6ac6358/Kayahan-13album-117sarki.part3.rar.html
Kayahan - Beni Azat Et - Beni Azat Et
Kayahan - Beni Azat Et - Gel Be
Kayahan - Beni Azat Et - Gomec
Kayahan - Beni Azat Et - Her An
Kayahan - Beni Azat Et - Her Yerde Ayni
Kayahan - Beni Azat Et - Ilk Degil
Kayahan - Beni Azat Et - Uc Nokta
Kayahan - Beni Azat Et - Yine Sise Bitecek
Kayahan - Beni Azat Et - Yine Sise Bitecek
Kayahan - Benim Penceremden - Allahim Neydi Gunahim
Kayahan - Benim Penceremden - Anla Halimden
Kayahan - Benim Penceremden - Ben Anadolu Cocuguyum
Kayahan - Benim Penceremden - Bir Garip Sece
Kayahan - Benim Penceremden - Devami Var
Kayahan - Benim Penceremden - Kizil Siyah Bulutlar
Kayahan - Benim Penceremden - Ruzgar Gibi Gecti
Kayahan - Benim Penceremden - Unutma (Remix)
Kayahan - Benim Penceremden - Unutma
Kayahan - Benim Sarkilarim - Acikmisim Sevgine
Kayahan - Benim Sarkilarim - Esmer Gunler
Kayahan - Benim Sarkilarim - Geceler
Kayahan - Benim Sarkilarim - Gunesli Bir Resim Ciz Bana
Kayahan - Benim Sarkilarim - Iskelede Sandalim
Kayahan - Benim Sarkilarim - Kac Kere
Kayahan - Benim Sarkilarim - Kar Taneleri
Kayahan - Benim Sarkilarim - Kiraz
Kayahan - Benim Sarkilarim - Masum Opucuk
Kayahan - Benim Sarkilarim - Olmali Olacak Istiyorum
Kayahan - Benim Sarkilarim - Onyedi Yasim Gibi
Kayahan - Benim Sarkilarim - Sokak Kedisi
Kayahan - Benim Sarkilarim - Uskudar
Kayahan - Benim Sarkilarim - Yagmur
Kayahan - Canimin Yapraklari - Ask Bayraklari
Kayahan - Canimin Yapraklari - Ben De Insanim
Kayahan - Canimin Yapraklari - Eyvah
Kayahan - Canimin Yapraklari - Herseyden Cok
Kayahan - Canimin Yapraklari - Neler Oldu Neler
Kayahan - Canimin Yapraklari - Sana Kaldi
Kayahan - Canimin Yapraklari - Sikayetim Var
Kayahan - Emrin Olur - Artik Aglamam Lazim
Kayahan - Emrin Olur - Atin Beni Denizlere
Kayahan - Emrin Olur - Eminem
Kayahan - Emrin Olur - Emrin Olur (Enstrumantal)
Kayahan - Emrin Olur - Emrin Olur
Kayahan - Emrin Olur - Mavilim
Kayahan - Emrin Olur - Mektuplarin Eskidi
Kayahan - Emrin Olur - Sampiyon
Kayahan - Emrin Olur - Sevgilim Olmasan Da
Kayahan - Gonul Sayfam - Agustos
Kayahan - Gonul Sayfam - Aman Beni Unutma
Kayahan - Gonul Sayfam - Gonul Sayfam
Kayahan - Gonul Sayfam - Kagittan Kayiklar
Kayahan - Gonul Sayfam - Ninni
Kayahan - Gonul Sayfam - Olmem Mi Lazim
Kayahan - Gonul Sayfam - Sevdaya Mahsus
Kayahan - Gonul Sayfam - Soz Guzelim
Kayahan - Gonul Sayfam - Tek Delikli Kaval (Taslama)
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Biranonce
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Cennetkokulum
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Efendim
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Hayaladasi
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Nasilayrilacagiz(Slow)
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Olsaydim
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Olurmuolurmu
Kayahan - Kayahan - Biricigime - Yelesikarlidaglar
Kayahan - Kelebegin Sansi - Acilanma
Kayahan - Kelebegin Sansi - Bin Parcayim Hasretinle
Kayahan - Kelebegin Sansi - Masal Yuzlum
Kayahan - Kelebegin Sansi - Minnacik Sevdacik
Kayahan - Kelebegin Sansi - Planci
Kayahan - Kelebegin Sansi - Seninle Herseye Varim Ben
Kayahan - Kelebegin Sansi - Vay Canim Vay
Kayahan - Ne Oldu Can - Ay Dolunaydi
Kayahan - Ne Oldu Can - Bir Ask Hikayesi
Kayahan - Ne Oldu Can - Bugun Aslinda Bayram
Kayahan - Ne Oldu Can - Buyuk Askim
Kayahan - Ne Oldu Can - Gulum Omrun Ne Kadar
Kayahan - Ne Oldu Can - Hulyam
Kayahan - Ne Oldu Can - Ne Oldu Can
Kayahan - Ne Oldu Can - Onsuz Olmuyor
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Basi Bos Saatlerde
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Beni Anlamadin Ya
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Bir Aslan Miyav Dedi
Kayahan - Odalarda Isiksizim - E Bebegim
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Icimden Geldigi Gibi
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Odalarda Isiksizim
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Sultanim
Kayahan - Odalarda Isiksizim - Ve Senin Sevgin
Kayahan - Siyah Isiklar - Alinma Agliyorsam
Kayahan - Siyah Isiklar - Canim Sikiliyor Canim
Kayahan - Siyah Isiklar - Gurbette Aksam
Kayahan - Siyah Isiklar - Hep Karanlik
Kayahan - Siyah Isiklar - Mor Menekse
Kayahan - Siyah Isiklar - Senin Icin
Kayahan - Siyah Isiklar - Seviyorum
Kayahan - Siyah Isiklar - Tutamiyorum Kendimi
Kayahan - Siyah Isiklar - Ve Melankoli
Kayahan - Siyah Isiklar - Yoksun Sen
Kayahan - Son Sarkilarim - Aman
Kayahan - Son Sarkilarim - Elmanin Yarisi
Kayahan - Son Sarkilarim - Kara Saplandim
Kayahan - Son Sarkilarim - Kardesiz Senle
Kayahan - Son Sarkilarim - Ruzgari
Kayahan - Son Sarkilarim - Sabahlar Uzak
Kayahan - Son Sarkilarim - Sari Sekerim
Kayahan - Son Sarkilarim - Sensiz Olmaz Ki
Kayahan - Son Sarkilarim - Vazgecmem
Kayahan - Son Sarkilarim - Yok Arkadas
Kayahan - Yemin Ettim - Bekle Gulum
Kayahan - Yemin Ettim - Bu Gece Sen Daha Guzelsin
Kayahan - Yemin Ettim - Cilginim
Kayahan - Yemin Ettim - Gozlerin Hapsindeyim
Kayahan - Yemin Ettim - Istanbul Hatirasi
Kayahan - Yemin Ettim - Neden Olmasin
Kayahan - Yemin Ettim - Sari Saclarindan Sen Suclusun
Kayahan - Yemin Ettim - Sen Muhimsin
Kayahan - Yemin Ettim - Yemin Ettim
MERKEZ BANKASI SOYULAN TEK ÜLKEYİZ !!!
2001 de sadece TÜRKİYE de olan krizden belgeler.. bilgiler..
Dolar vurguncuları bizi böyle soydu ...
Behiç Kılıç yazısı - 25 kasım 2008
YAPAN, yaptığının yanına kar kaldığını gördükçe daha beterini yapıyor!.. Daha beterini yaptıkça, daha da güçlü ceberrutlar haline geliyor... Bu ejderhalardan kurtulunamıyor!..
Finans sektörü gündemde, Başbakan bunlardan yakınıyor... İşte “bunlar” arasındadır yaptıkları yanına kar kalan ceberrutların en önde gidenleri.
2001 krizinde yaptıkları vurgunları dün anlatmaya başladık, devam edelim...
BMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca 19-21 Şubat Tarihlerinde Eski Kurlar Üzerinden Yapılan Döviz Satışları” başlıklı özel rapora göre, krizin baş gösterdiği 19, 20 ve 21 Şubat günlerinde Merkez Bankası kasasından 84 kuruluşa 5.2 milyar dolarlık döviz satışı yapıldı. Bu rakam o tarihte Merkez Bankası’nın elinde bulundurduğu uluslararası rezervlerin beşte birine tekabül ediyordu. Büyük miktarda döviz satılması kadar satış sırasında uygulanan yöntemler de olağandışı bir durum olduğunun bir göstergesi.
Krizden sadece iki gün önce 630 bin liradan 5 milyar 188 milyon dolar alan ve bir gecede dolar bazında yüzde 50 kâr edenlerin büyük bir bölümü bankalardan oluşuyor. Rapora göre, satılan dövizin yüzde 55’ini tek başına yedi yabancı banka satın aldı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) üyesi Servet Taşdelen tarafından hazırlanan bilirkişi raporuna göre, bankaların bilanço büyüklüklerine, sermaye tutarları ve işlem hacimleri gibi kriterler dikkate alınarak yapılması gereken döviz satışından yabancı bankalara ciddi bir avantaj sağlandığına dair güçlü kanıtlar var. Yine devalüasyon kararının alınmasında etkin rol oynayan bir bürokratın krizden hemen sonra Citibank’ta göreve başlaması da son derece ilginç. Bu kişi dönemin IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’dan başkası değil.
Kur politikaları konusundaki uzmanlığı ile tanınan Fischer, 1999 yılında Türkiye ile imzalanan stand-by düzenlemesinde ‘kur çıpası’ modelini öneren kişiydi. Uzun zamandır uygulanmayan ve kırılgan ekonomiler için büyük riskler içeren bu sistemin uygulanması için direten Fischer, programı sarsan Kasım 2000 krizi sırasında, kamuoyuna çok yansımayan bir öneride bulunuyor: “Program darbe aldı. Dalgalı kura geçmekten başka seçeneğiniz yok!”
Şubat 2001 krizi sırasında devalüasyon kokusunu alarak Merkez Bankası kasalarına saldıran ve milyarca dolar tutarında döviz çeken bankaları soruşturan bilirkişi Servet Taşdelen tarafından hazırlanan 4 Aralık 2001 tarihli ve TBMM Yolsuzlukların Sebeplerinin, Sosyal ve Ekonomik Boyutlarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’na sunulan raporda, dolar vurgunu ve vurguncuları tek tek listelendi.
Merkez Bankası’nca 19, 20 ve 21 Şubat 2001 tarihlerinde üç gün içinde toplam 84 kuruluşa net toplam 5 milyar 188 milyon dolar tutarında döviz satışı yapılmıştır.
Belirtilen tarihlerde Merkez Bankası’ndan 25 milyon dolar ve daha fazla döviz satın almış olan yetkili katılımcılar ile satın aldıkları dövizlerin tutarları aşağıdadır
“(Ek:2/1-2): tutarlar DOLAR'dır
1 NOLU BANKA 1.063.800.000.-
2 NO.LU BANKA 764.000.000.-
3 NO.LU BANKA 426.000.000.-
4 NO.LU BANKA 411.000.000.-
5 NO.LU BANKA 383.700.000.-
6 NO.LU BANKA 332.600.000.-
7 NO.LU BANKA 269.000.000.-
8 NO.LU BANKA 258.700.000.-
9 NO.LU BANKA 254.900.000.-
10 NO.LU BANKA 227.200.000.-
11 NO.LU BANKA 199.000.000.-
12 NO.LU BANKA 135.000.000.-
13 NO.LU BANKA 121.000.000.-
14 NO.LU BANKA 95.000.000.-
15 NO.LU BANKA 90.900.000.-
16 NO.LU BANKA 67.700.000.-
17 NO.LU BANKA 58.300.000.-
18 NO.LU BANKA 50.000.000.-
19 NO.LU BANKA 42.300.000.-
20 NO.LU BANKA 27.000.000.-
21 NO.LU BANKA 25.000.000.-”
Bitmedi daha anlatacağım... Bu hikayede, Türkiyemiz’in özürlü halinin temel sebepleri vardır ve bu sebeplerle sebep olanlar asla sorgulanamamaktadır!.. Zira bu “efendiler” bütün kuralları koymakta, milleti birbirine kırdırarak kremayı sıyırmaktadır... Onlar zenginleştikce de daha suret-i hak, daha demokrat, daha medeni maskeleri ile tepemizde tepinmekte bizi mahkum ettikleri prangalarla cehennemde yaşatmaktadırlar..
Behiç Kılıç yazısı - 25 kasım 2008
NOT : Neden banka isimleri yok ???
Çünkü açıklanması KANUNLARIMIZ gereği SUÇ !!!
Ne mutlu hırsıza !!!!
Unutmadan bu suçu işleyenler RAHŞAN affı ile de afffff edildi :))
Özellikle DSP ve MHP sağolsun ...
Göz yuman, ses çıkarmayan CHP yi de takdir ederim :))))
Dolar vurguncuları bizi böyle soydu ...
Behiç Kılıç yazısı - 25 kasım 2008
YAPAN, yaptığının yanına kar kaldığını gördükçe daha beterini yapıyor!.. Daha beterini yaptıkça, daha da güçlü ceberrutlar haline geliyor... Bu ejderhalardan kurtulunamıyor!..
Finans sektörü gündemde, Başbakan bunlardan yakınıyor... İşte “bunlar” arasındadır yaptıkları yanına kar kalan ceberrutların en önde gidenleri.
2001 krizinde yaptıkları vurgunları dün anlatmaya başladık, devam edelim...
BMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca 19-21 Şubat Tarihlerinde Eski Kurlar Üzerinden Yapılan Döviz Satışları” başlıklı özel rapora göre, krizin baş gösterdiği 19, 20 ve 21 Şubat günlerinde Merkez Bankası kasasından 84 kuruluşa 5.2 milyar dolarlık döviz satışı yapıldı. Bu rakam o tarihte Merkez Bankası’nın elinde bulundurduğu uluslararası rezervlerin beşte birine tekabül ediyordu. Büyük miktarda döviz satılması kadar satış sırasında uygulanan yöntemler de olağandışı bir durum olduğunun bir göstergesi.
Krizden sadece iki gün önce 630 bin liradan 5 milyar 188 milyon dolar alan ve bir gecede dolar bazında yüzde 50 kâr edenlerin büyük bir bölümü bankalardan oluşuyor. Rapora göre, satılan dövizin yüzde 55’ini tek başına yedi yabancı banka satın aldı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) üyesi Servet Taşdelen tarafından hazırlanan bilirkişi raporuna göre, bankaların bilanço büyüklüklerine, sermaye tutarları ve işlem hacimleri gibi kriterler dikkate alınarak yapılması gereken döviz satışından yabancı bankalara ciddi bir avantaj sağlandığına dair güçlü kanıtlar var. Yine devalüasyon kararının alınmasında etkin rol oynayan bir bürokratın krizden hemen sonra Citibank’ta göreve başlaması da son derece ilginç. Bu kişi dönemin IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer’dan başkası değil.
Kur politikaları konusundaki uzmanlığı ile tanınan Fischer, 1999 yılında Türkiye ile imzalanan stand-by düzenlemesinde ‘kur çıpası’ modelini öneren kişiydi. Uzun zamandır uygulanmayan ve kırılgan ekonomiler için büyük riskler içeren bu sistemin uygulanması için direten Fischer, programı sarsan Kasım 2000 krizi sırasında, kamuoyuna çok yansımayan bir öneride bulunuyor: “Program darbe aldı. Dalgalı kura geçmekten başka seçeneğiniz yok!”
Şubat 2001 krizi sırasında devalüasyon kokusunu alarak Merkez Bankası kasalarına saldıran ve milyarca dolar tutarında döviz çeken bankaları soruşturan bilirkişi Servet Taşdelen tarafından hazırlanan 4 Aralık 2001 tarihli ve TBMM Yolsuzlukların Sebeplerinin, Sosyal ve Ekonomik Boyutlarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu’na sunulan raporda, dolar vurgunu ve vurguncuları tek tek listelendi.
Merkez Bankası’nca 19, 20 ve 21 Şubat 2001 tarihlerinde üç gün içinde toplam 84 kuruluşa net toplam 5 milyar 188 milyon dolar tutarında döviz satışı yapılmıştır.
Belirtilen tarihlerde Merkez Bankası’ndan 25 milyon dolar ve daha fazla döviz satın almış olan yetkili katılımcılar ile satın aldıkları dövizlerin tutarları aşağıdadır
“(Ek:2/1-2): tutarlar DOLAR'dır
1 NOLU BANKA 1.063.800.000.-
2 NO.LU BANKA 764.000.000.-
3 NO.LU BANKA 426.000.000.-
4 NO.LU BANKA 411.000.000.-
5 NO.LU BANKA 383.700.000.-
6 NO.LU BANKA 332.600.000.-
7 NO.LU BANKA 269.000.000.-
8 NO.LU BANKA 258.700.000.-
9 NO.LU BANKA 254.900.000.-
10 NO.LU BANKA 227.200.000.-
11 NO.LU BANKA 199.000.000.-
12 NO.LU BANKA 135.000.000.-
13 NO.LU BANKA 121.000.000.-
14 NO.LU BANKA 95.000.000.-
15 NO.LU BANKA 90.900.000.-
16 NO.LU BANKA 67.700.000.-
17 NO.LU BANKA 58.300.000.-
18 NO.LU BANKA 50.000.000.-
19 NO.LU BANKA 42.300.000.-
20 NO.LU BANKA 27.000.000.-
21 NO.LU BANKA 25.000.000.-”
Bitmedi daha anlatacağım... Bu hikayede, Türkiyemiz’in özürlü halinin temel sebepleri vardır ve bu sebeplerle sebep olanlar asla sorgulanamamaktadır!.. Zira bu “efendiler” bütün kuralları koymakta, milleti birbirine kırdırarak kremayı sıyırmaktadır... Onlar zenginleştikce de daha suret-i hak, daha demokrat, daha medeni maskeleri ile tepemizde tepinmekte bizi mahkum ettikleri prangalarla cehennemde yaşatmaktadırlar..
Behiç Kılıç yazısı - 25 kasım 2008
NOT : Neden banka isimleri yok ???
Çünkü açıklanması KANUNLARIMIZ gereği SUÇ !!!
Ne mutlu hırsıza !!!!
Unutmadan bu suçu işleyenler RAHŞAN affı ile de afffff edildi :))
Özellikle DSP ve MHP sağolsun ...
Göz yuman, ses çıkarmayan CHP yi de takdir ederim :))))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)